Takip dosyasına konu senedin teminat senedi olup, temlikin ise iptal edilen bir borç ilişkisine dayandığı anlaşıldığından yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasındaki müdahalenin meni ilamlarının infazının sadece ihtar yapılmak suretiyle gerçekleştirileceği, takip konusu ilam tahliye ve teslim içermediğinden tahliye işlemlerinin yasal dayanağının bulunmadığı, bu durumda mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım davalarının kural olarak fiilen elatan kişiye karşı açılacağı-
TMK'nun 688 ve takip eden maddelerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümlerine göre davacının dava dışı paydaşı temsil etme yetkisinin bulunmadığı-
Paylı mülkiyete konu taşınmazlarda, arzın bütünleyici parçası olan taşkın yapı üzerinde tüm paydaşların payları oranında mülkiyet hakları olduğundan, tüm paydaşların davaya katılmalarının sağlanması gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin davada, her bir paydaşın payı taşınmazın her zerresine yayılmış olduğundan, TMK. mad. 688 uyarınca paydaşlardan bir kısmının muvafakati ile 3. kişiler tarafından yapılan binaların korunamayacağından davanın kabul edilmesi gerektiği-
Mahkemece, tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuş ise çekişmeli bölümün hangi paydaşın kullanımına bırakıldığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanmasının, fiili kullanma biçimi oluşmuş ve çekişmeli kısım davacıya bırakılmış ise davanın kabul edilmesinin aksi halde davacının çekişmesiz yer kullanıp kullanmadığının ya da taşınmazda kullanabileceği bir bölüm olup olmadığının belirlenmesinin, çekişmesiz kullandığı veya kullanabileceği bir bölüm var ise paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazda, taraflar dışında başka paydaşların da bulunduğu, taşınmazın tümü dört parçaya bölünmüş şekilde davacı ve davalı tarafından kullanıldığından, tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluştuğundan söz etme olanağının olmadığı, öte yandan, parsellerin paylaşılması şeklindeki kullanmaya da itibar edilemeyeceği ve dava konusu taşınmazda, davacının da, çekişmesiz kullandığı bölümlerin bulunduğu, hal böyle olunca; mahkemece, paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmasının, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmasıının, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
Davacılar F. ile H.’un zeminde kullandıkları ve kullanabilecekleri bir yer bulunmadığına göre, davacıların payı oranında elatmanın önlenmesine ve ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizliğin olmadığı, ancak taşınmazın her zerresinde paydaşların payları oranında hak sahibi olduğu TMK’nun 688. maddesinin ve paylı mülkiyet ilkelerinin bir gereği olduğu, o halde paydaşın taşınmazın yüzölçümüne göre payından fazla yer kullandığı biçimindeki gerekçenin doğru olmadığı-