131 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalıların payına tecavüzde bulunduklarını ileri sürerek müdahalenin men'ine-
Çekişmeli taşınmazın tarafların ve dava dışı kişilerin ortak miras bırakanları adına tapuda kayıtlı olduğu, bu durumda mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümlerinin uygulanacağı, paylı mülkiyette birden çok kimsenin, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olduğu-
Payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekeceği- Kural olarak, men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden ecrimisil isteyemeyecekleri- Taraflar arasında fiili taksim yapılıp yapılmadığının, taraflar arasında fiili taksim mevcut ise bunun hangi tarihte bozulduğunun açıkça saptanması, fiili taksim olgusu saptanamazsa paylı mülkiyet hükümlerine göre tarafların dayandıkları, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece dava konusu edilen dairelerin üzerinde bulunduğu parselde davalıların paydaş oldukları tarih olan 05.10.2007 tarihi haksız elatmanın sona erdiği tarih olarak kabul edilerek 22.06.2006-05.10.2007 tarihleri arası dönem için ecrimisile hükmedilmesinin ve eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmesinin isabetli olmadığı-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Müşterek mülkiyete konu bir taşınmaza ilişkin, borçlu hissesine tahliye emrinin gönderilmesinde pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması gerektiği-
Taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunmasının, " ahte vefa" kuralının yanında Medeni Yasa'nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereği olduğu- Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın, Medeni Yasa'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Mirasçıların birbirleri arasındaki uyuşmazlıklarda TMK. mad. 688 vd.'nda öngörülen paylı mülkiyet hükümleri uygulanacağından, pay oranında istekle dava açılabilmesinin mümkün olduğu-
Hükmüne uyulan bozma uyarınca yapılan inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazdaki bir bölümün davalı tarafından kullanıldığı, davacının isteğinin münhasıran buraya yönelik olduğu, tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin olmadığı, ihtarname tarihine kadar davalının muvafakata dayalı olarak taşınmazı kullandığı, davacının kullanabileceği bir bölümünün olmadığı saptandığından, davacının payı oranında elatma isteğinin kabulüne, asıl davada 20.12.2010 ila 18.01.2011 tarihleri arasındaki dönem için saptanacak ecrimisile, birleştirilen davada 18.01.2011 ila 23.01.2012 tarihleri arasındaki dönem için saptanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, davalının dayandığı tapu tahsis belgesinin himaye görmeyeceğinden davacının mülkiyetten kaynaklanan ayni hakkına üstünlük tanıyarak davalının kullanımında olan bölümün tümü yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Bir taşınmazla ilgili olarak tapu tahsis belgesi verilebilmesi için, belgeyi verecek merciin taşınmaza müstakilen malik olması gerektiğinden davalının dayandığı tapu tahsis belgesinin himaye görmeyeceği-