Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenmesini her zaman isteyebileceği, ancak; paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağının olmadığı, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenmesi davası ile değil; kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlenmesi gerektiği, dava konusu taşınmazlar için açılmış bir ortaklığın giderilmesi davası olduğu, bu şekilde artık mirasçılar arasında harici bir taksim sözleşmesinden veya fiili kullanım biçiminden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de; dava konusu taşınmazı kullanamadığının ispat külfetinin davacıya ait olduğu; tanık beyanlarına göre, her paydaşın hissesi oranında taşınmazı ektiği ve davacının da kendi hissesi oranında dava konusu taşınmazı kullandığının anlaşıldığı, bu durumda davacının hissesine karşılık az veya çok kullanabileceği bir kısım bulunduğuna göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Muhdesatın tespiti, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak ve çaplı taşınmaza vaki elatma nedeniyle ecrimisil ile elektrik, su alacağının tahsili istemi-
Kaydı iptal edilen 55 parselin infaz edilmeyen ilk hükmünde davacıların mirasbırakanlarının taraf olduğu ve hüküm tarihinde adına 1/2 pay bulunduğu, ayrıca iptal edilen 55 parselin kapsadığı alanın 58 parselle bir bütün halinde kullanıldığı gözetildiğinde, davacıların temlik ettikleri 1/2 payın kapsamını bilen ve bilmesi gereken konumunda oldukları hususunda gözönüne alındığında payı temlik eden davacıların mülkiyet hakkı bulunmadığı bu nedenle davalıdan herhangi bir talepte bulunmalarının mümkün olmadığı-
İntifadan men koşulunun davadan önce bir ihtarname çekilmek sureti ile ya da dava sırasında dinlenen tanık anlatımlarından kuşkuya yer bırakılmayacak şekilde ispatlanmak sureti ile yerine getirilmediği- Söz konusu taşınmazların doğal semere getiren yerlerden olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmişse de; davalıların taşınmazlarda kendileri oturduğu, herhangi bir şekilde kiraya verip kira geliri elde etmediği gözetildiğinde, mahkemece varılan doğal semere getiren yer olduğunun kabulüne katılmanın mümkün olmadığı- Paydaşlar arasında görülen ecrimisil davalarında, dava şartı olan intifadan men koşulu yerine getirilmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davada, tanık beyanlarından davaya konu taşınmazın davalılardan .. ve dava dışı ... tarafından birlikte kullanıldığı anlaşılmakta, ancak teknik bilirkişi raporunda bu taşınmaz için davalı .. ve dava dışı ..nın payları ayrılmaksızın hesaplama yapılmış olduğu, mahkemece de bu rapordaki hesaplamaya göre ecrimisile hükmedilmiş olduğu görülmekle mahkemece davalının taşınmazın tamamını kullanmadığı dikkate alınarak davalının kullanım durumuna göre ecrimisil belirlenmesi gerektiği-
Davacının eşi olan tanık her ne kadar davacıların babaları miras bırakanın ölümünden iki ay sonra davalıya daireden çıkmasını söylediklerini ifade etmişse de, beyanına itibar edilmemesi gerektiği, aynı tarihli keşifte dinlenen davalı tanığının beyanına göre, davalı yönünden intifadan men olgusu gerçekleşmemiş olduğu, intifadan men olgusu ispatlanamamış olduğundan mahkemece davacıların ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Malik olan davacı paydaş tarafından dava konusu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunulmuş ve mahkemenin red gerekçesinde tapu tahsis belgesinden söz edilmişse de, tapu tahsis belgesi sahibine sadece şahsi hak verdiği için mülkiyet hakkı karşısında bu belgenin gözetilmiş olmasının hatalı olduğu- Davacının paydaş malik olması, taşınmaz üzerinde usulüne uygun yapılmış bir fiili taksim bulunmaması, taşınmazın kira getirisi olan yerlerden olması gözetilerek davacının payı oranında el atmanın önlenmesine ve yine davacının payı oranında ecrimisil ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Tarafların dava konusu taşınmazda uzun süredir fiili kullanımlarının bulunduğunu, her paydaşın kendisine düşen yeri kullandığını; ancak davacının payından az yer kullandığını, davalıların davacının fiili taksime göre uzun süredir kullandığı alana tecavüzde bulunmadığını belirtmiş olması karşısında davanın reddine hükmedilmesi gerektiği-
8. HD. 18.04.2019 T. E: 2018/3444, K: 4361-
Paydaşlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri-