Terekenin borca batık olduğunu ileri süren muris alacaklısının bu hususta ortaklığın giderilmesi davası açması için kendisine süre verilerek, verilen süre içerisinde terekenin borca batık olduğunun tespiti davası açılması halinde sonucunun beklenmesi, mirası reddeden diğer mirasçılarında mirası reddetmeleri nedeniyle hukuki durumları göz önünde tutulmak suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar paylı mülkiyet rejimine tabi olsa da alacaklı 5403 sayılı Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince doğrudan pay satışı talebinde bulunamayacağından bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut ise de 5403 sayılı Kanunu'nun 8. maddesinde yapılan değişiklik sonucu artık alacaklının, borçlunun paylı mülkiyete konu hisselerini doğrudan haczettirerek icra takibi yoluyla satışı mümkün haline geldiğinden artık hukuki yararının kalmadığı-
Ortaklığın giderilmesi davasının dayanağı olan borcun icra dosyasına ödediğini belirterek bu konuda yazılı belge sunmuş olduğundan mahkemece, bu belgenin aslı getirtilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Aynı taşınmazla ilgili olarak başka bir alacak için ortaklığın giderilmesine ilişkin karar alınması ve satış talebinde bulunulmasının, şikayetçinin anılan taşınmaz için yetki belgesi alıp sattırmasına engel olmadığı, diğer alacaklının dosyası ile ilgili olarak ihalenin feshine karar verilmesi halinde o ortaklığın giderilmesi davasına dayanılarak satış talep edilemeyeceği, bu durumda şikayetçi alacaklının yetki belgesi almakta hukuki yararının mevcut olduğu-
Satışın da genel açık artırma yoluyla yapılacağının belirtilmesi gerektiği-
Alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararının kalmadığı-
Dava konusu taşınmazlarda 111 ada 97 sayılı parselin 1/2 paylı maliki davalının bu dava açılmadan önce vefat ettiği mirasçılarının davadan haberdar olmadıklarının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece bu taşınmazın paylı malikinin mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarının davaya katılmalarını sağlanması gerekeceği-
Caminin kamu malı olması nedeniyle satışına karar verilemeyeceği- Cami ve müştemilatının usulen ifraz ettirilmesi için davacıya mehil verilmesi ve taşınmazın geri kalan kısmının satılmasına karar verilmesi gerekirken taşınmazın üzerinde bulunan cami ve müştemilatı dikkate alınmaksızın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesi doğru görülmeyerek hükmün bu sebeple bozulması gerektiği-
Davalı,  "dava konusu bir kısım taşınmazlar üzerindeki muhtesatları kendisinin inşa ettiğini" iddia etmiş olup, mahkemece tarafların bu hususta ittifak edip etmedikleri üzerinde durulmaması ve ittifak etmiyorlarsa, bu konuda davalıya dava açmak üzere süre verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
Dosya içerisinde İİK'nın 121. maddesine göre icra hakimliğinden alınmış bir yetki belgesi mevcut olmayıp, bu tür davaların icra müdürü tarafından İİK'nın 94. maddesi gereğince düzenlenen yetki belgesine göre açılıp sürdürülmesinin mümkün olmadığı, bu durumda mahkemece, davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi alması için süre verilmesi; usulüne uygun düzenlenmiş yetki belgesi ibraz edildiği takdirde davanın esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi, aksi halde, davanın reddedilmesi gerekeceği-