5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale geldiği-
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 Sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenlemenin davanın açılma tarihi olan 02.04.2013 gününden sonra yapıldığı bu nedenle davalı tarafın yargılamaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerinin, harcın ve vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ise de davada birden fazla davalı taraf olduğu ve yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçtan sadece borçlu olan davalının sorumlu olduğu gözönüne alınarak karar verilmesi gerektiği-
Yalnızca borçlu paydaşın payının satılmasına karar verilemeyeceği, bu itibarla mahkemece, taşınmazın tamamının satılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlığın giderilmesi davalarının iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu, bu davalarda davalının da davacı gibi aynı haklara sahip olduğu, bu nedenle davacının paydaşlığın satış suretiyle giderilmesini istemesinin davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmeyeceği-
Açıldığı iddia edilen menfi tespit davasının borçlular lehine sonuçlanması halinde ortaklığın giderilmesi davasının sebebi ortadan kalkacağından mahkemece anılan davanın sonucunun beklenmesi, daha sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nın 644. maddesi gereğince bir mirasçının, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet edeceği- Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarını mirasçıların açabileceği, mirasçılar dışında alacaklılar da İİK'nın 121. maddesi uyarınca icra hakiminden "yetki belgesi" almak kaydıyla bu davayı açabileceği- Miras payını veya kişisel hakkı Borçlar Kanununun 162 ila 181. (TBK'nın 183 ila 204.) maddeleri gereğince temlik alan kişiler tapu iptali ve tescil davası sırasında verilen yetki belgesine dayanarak elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesini isteyemeyeceği- 
Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında karar tarihinden sonra 14.02.2014 tarihli mülkiyet ve pay oranlarının düzeltilmesi edinme nedeniyle oluşan tapu kayıtlarında davalı borçlunun payının bulunmadığı, kaldı ki, yargılama esnasında da davalı borçlu dava konusu taşınmazlarda 23.09.2011 tarihli intikal ile paylı malik olduğundan yasal değişiklikle alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararının kalmadığı-
Yargılama aşamasında 5578 Sayılı Kanunla değiştirilen 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8. maddesi uyarınca pay satışının mümkün olduğunun anlaşıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmaktaki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin belirlenmesi gerekeceği-
Borçlunun elbirliği mülkiyetine konu taşınmazda 3/16 hissesi bulunduğu gibi satışına karar verilen taşınmazda daha önce üçüncü şahıslar tarafından konulmuş hacizlerin de mevcut olduğu anlaşıldığından ve sadece 6 numaralı bağımsız bölümün satılması sonucunda alacaklının alacağının tahsili mümkün olamayacağından mahkemece borca yeter sayıda ve değerde taşınmazların satılması suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu 843 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapuda muris adına kayıtlı iken yargılama sırasında 22.01.2013 tarihi itibariyle elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürüldüğü yani getirtilen son tapu kaydına göre paylı mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğu anlaşıldığı, dolayısıyla bağımsız olarak bir payın haczi ve satışı mümkün olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-