Borçlunun, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın haczini öğrendiği kabul edilen ortaklığın giderilmesi davasındaki dava dilekçesinin tebliği işlemi, gerek Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılmasının şartları oluşmadığından, gerekse, komşunun imzası alınmadığından ya da imzadan imtina ettiği hususu tebliğ mazbatasında tevsik edilmediğinden usulsüz olup, haczi öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı; davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Tebligat Kanunu mad. 21/2 gereğince çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı, istisnai olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğu- İİK. mad. 121 uyarınca açılan davada, davalı borçluya dava dilekçesi tebligatının, TK'nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına önceden bilinen adrese tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Alacaklının, satış isteme süresi dolmadan (İİK. mad. 106) icra müdürlüğünden İİK. mad. 121 uyarınca yetki alarak ortaklığın giderilmesi davası açtığı, bu davanın açılmasıyla satış isteme süresinin kesildiği, ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu görüldüğünden haczin düşmediğinin kabulü gerektiği-
Ortaklığın giderilmesine konu olan taşınmazlara ilişkin olarak tasarrufun iptali davası açıldığı anlaşılmakla; dava konusu taşınmazlar hakkında açılmış olan tasarrufun iptali davası, ortaklığın giderilmesi davasını da etkileyeceğinden, açılan tasarrufun iptali davalarının, 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Ortaklığın giderilmesi için açılan davada, davacı baba ve velayeti altındaki çocuklar arasında menfaat çatışması bulunduğu nazara alınarak, çocukları davada temsil etmek üzere kayyım atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması ve atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması gerektiği-
Elbirliği mülkiyetine konu olup borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısının, İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanunu'nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği, bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu-
Bağımsız hisselerin satışı, İİK’nun 121. maddesi kapsamında işlem yapılmasını gerektirmeyeceği- İcra müdürlüğünce, temyiz edilmeksizin kesinleşen icra mahkemesi kararı uyarınca İİK’nun 121. maddesine göre işlem yapılması gerektiği belirtilmiş ise de, bu hususta bir işlem yapılması mümkün olmadığından icra mahkemesi kararının olaya uygun olmadığı- Alacaklı ikinci kez satış talep ettiğinden, alacaklı tarafından yapılan satış talebinin kabulü gerektiği-
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekeceği, ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edileceği, belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değerinin bulunacağı, bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirleneceği, satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinin de bu oranlar esas alınarak yapılacağı, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılacağı-
Ortaklığın giderilmesi kararı uyarınca yapılan satış sonrası kalan bakiye satış bedelinin, taşınmaz üzerindeki haciz alacaklarının tamamını karşılamadığı görüldüğünden, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasına karar verilip kesinleşecek sıra cetvelinin sonucuna göre işlem tesisi gerekirken, doğrudan paranın vergi dairesine ödenmesinin hatalı olduğu- Alacaklının iddiaları, sıra cetveli yapılmasından sonra, sıra cetveline itiraz edilmesi halinde inceleneceğinden, mahkemece, HMK. mad. 33 şikayetçinin icra mahkemesine başvurusunun, icra müdürlüğünün sıra cetveli yapılmadan ödeme yapılması işlemine yönelik şikayet olarak kabulü ile, birden fazla alacaklı bulunduğu ve ihale bedelinin tüm alacakları karşılamadığı gözetilerek, İİK. mad. 140 gereğince, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece öncelikle davada taraf olmayan paylı malike de husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği- Her ne kadar dava konusu dört adet taşınmazın tümünün satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise de, icra müdürlüğünden davanın dayanağı olan icra dosyasında kapak hesabı itibariyle en son borç miktarının belirlenmesi ve borçlu hissesi de nazara alınarak borca yetecek miktarda taşınmazın satışına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi, karar tarihi itibariyle satış bedeli üzerinden alınacak karar ve ilam harcının binde 11.38 olması gerekirken kararda % 09,9 (binde 9,9) olarak yer almasının hatalı olduğu-