Ortaklığın giderilmesi davasında keşif yapılmadan karar verilemeyeceği-
Önalım davası ortaklığın giderilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra açılmış olup, anılan davada henüz tapuda iptal ve tescile ilişkin herhangi bir hüküm verilmediğinden ve dolayısıyla önalım hakkı cebri icrayı engellemeyeceğinden, mahkemece satış işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Şikayetçi, önalım davası sonucu adına oluşacak tapu kaydına dayalı olarak ihtilaflı payla ilgili taleplerini genel mahkemede açacağı davada ileri sürebileceğinden, mahkemece istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK mad. 121 gereği alacaklı tarafından alınan yetkiye istinaden açılan ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın duruşma açımlaksızın evrak üzerinde görülemeyeceği- Davacı vekiline tebliğ edilen muhtıra ile tensip iki haftalık kesin süre verilip, bu süre içinde ara kararı gereği yerine getirilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmişse de, kesin süre gereğinin davacı vekili tarafından süresi içerinde yerine getirildiği ve karar verildiği tarihten önce de kesin sürenin yerine getirildiğinin mahkemeye bildirildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin de isabetsiz olduğu-
Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satış bedeli üzerinden hüküm tarihi itibariyle binde 11,38 oranında harç alınması, satışın nasıl yapılacağının ve yargılama giderlerinin paydaşlara hangi oranda yükleneceğinin hüküm sonucunda gösterilmesi gerekeceği-
Yenileme talebinde bulunulmasının zamanaşımını kesen işlemlerden olmadığı- Ortaklığın giderilmesi davasının açılması için yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması ile zamanaşımının kesildiği, taşınmaza ilişkin kıymet takdiri yapılması talebinde bulunularak zamanaşımını kesen mahiyette talepte bulunulduğu, bu tarihler arasında ise zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından, alacaklının bu işlemler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından, mahkemece "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu taşınmazın 4/20 hissesinin, kesinleşmiş karar ile bir kısım davalıların murisi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, ilamın tapuya işlenmediğinden, mahkemece dava konusu taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine mevcut tapu kaydına göre karar verildiği ve kararın kesinleştiği, şikayetçilerin taşınmazın satış işlemlerine başlanması taleplerinin, satış memurluğunca; önceki kesinleşmiş tapu iptal ve tescil kararının, taşınmazın tapu kaydına şerh düşülmüş olduğu gerekçesi ile reddedildiği görülmekle, sulh hukuk mahkemesi sonraki satış suretiyle ortaklığın giderilmesi kararının, önceki ilamının tapuya işlenmemiş olması nedeniyle, mevcut tapu kayıtlarına göre verildiği ve kesin hüküm niteliği taşıdığı, taşınmazın satış bedelinin, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin sonraki ilamına dayanak yapılan tapu kayıtlarına göre paylaştırılması gerektiği-
02.09.2013 tarihinde talep edilen ve 16.09.2013 tarihinde tapuda kaydı yapılan haczin satış talep tarihi olan 19.08.2014 tarihinde geçerliliğini koruduğu, bu nedenle alacaklı vekilinin satış talebi üzerine, İİK’nun 121. maddesine göre işlem yapılması ve satışın gerçekleştirilmesi gerekirken Yasa ile icra müdürlüğüne verilen görev gözönünde bulundurulmaksızın alacaklı talebinin reddi kararında isabet bulunmadığı-
Taşınmazda elbirliği halinde malik olan sıfatındaki mirasçıların, mülkiyet haklarını elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürüp aynı gün taşınmazın hisselerini kül halinde dava dışı üçüncü kişiye sattıkları, böylece üçüncü kişinin taşınmazın tamamının mülkiyetine sahip olduğu anlaşıldığından, taşınmazda elbirliği mülkiyetinin söz konusu olmadığı ve bu durumda, sulh mahkemesinden satış sureti ile ortaklığın giderilmesi kararına da ihtiyaç bulunmadığı-
Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi kararları İİK. hükümleri uyarınca yerine getirilmekte olduğundan, satış memurunun da İİK’nun 5. maddesi anlamında icra dairesi görevlisi konumunda olduğu ve İİK. mad 5 uyarınca tazminat davalarının idare aleyhine adli yargıda açılabileceği-
Düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihine göre daha önce konulan haciz geçersiz olacağından, geçersiz hacze dayalı talebin de geçersiz olup, zamanaşımını kesmeyeceği, dosyada haciz talebine kadar da zamanaşını kesen başkaca talep olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, zamanaşımı şikayetinin kabulü ile şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-