Mahkemece baba ile velayeti anneye bırakılan ortak çocuk arasında "Aynı şehir", "Ayrı şehir" ayırımı esas tutularak kişisel ilişki düzenlemesinin doğru bulunmadığı, günümüzdeki ulaşım araçlarının kolaylığı da dikkate alındığında kişisel ilişki tesisinde taraflar ayrıca talep etmedikleri takdirde aynı yer, ayrı yer ayrımı yapılmasının doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin eşine ve eşinin kızına başka erkeklerle birlikte olduklarının ve iki kişi ile yakaladığı yönünde namus ve haysiyetlerine yönelik söylemlerde bulunduğu ortak konuttan kovduğunun, davalı kadının ise kızı ile birlikte eşine fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu- Boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadının boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacağı, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşullarının kadın yararına oluştuğu-
Boşanma davasında "hiçbir şekilde talebim yoktur" açıklamasının, tazminat isteğinden feragat niteliğinde olmadığı- Bu beyanının feragat kabul edilebilmesi için hangi haktan vazgeçildiğinin açıkça belirtilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin sarsılmasında, hakaret eden ve fiziksel şiddet uygulayan davalının kusuru, kesinleşmiş mahkeme hükmü ile sabit olduğuna göre davacı yararına, kusurun ağırlığı tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedileceği-
2. HD. 11.02.2019 T. E: 2018/7417, K: 809-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu- Davalının cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmasının, tedbir ve iştirak nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmeyeceği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorunda olduğu- Dosya içindeki kolluk araştırmasında davacı kadının ev hanımı olduğunun belirlendiği, ancak bir kısım tanıklarca da organize sanayide çalıştığının beyan edildiği, mahkemece kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı, kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı ve davalı erkeğin de herhangi bir geliri ve malvarlığının olup olmadığı araştırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
2. HD. 11.02.2019 T. E: 2018/6905, K: 824-
2. HD. 07.02.2019 T. E: 2018/8138, K: 680-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekeceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre ilk derece mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının uygun olduğu-
2. HD. 07.02.2019 T. E: 2018/7172, K: 755-
Boşanma davasıyla birlikte talep edilen manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının, paranın alım gücünün, kişilik haklarına ve özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığının, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olup olmadığının araştırılması gerektiği-