Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Toplanan delillerden davalı kocanın alkol alışkanlığı olduğu, eşi ve eşinin ailesine hakaret ettiği, ancak eşine şiddet uyguladığı yönündeki Mahkemece belirlenen eyleminin kanıtlanmadığı davacı kadının ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadının ağır kusurlu olduğu anlaşılmış olduğundan, Mahkemece bu yön nazara alınmadan tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak da davalı kocanın manevi tazminat talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Boşanmaya neden olan olaylarda davacı kadın daha ziyade kusurlu olduğundan, kadın lehine maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Davacı kadının tazminat isteğinin ne kadarının 174/1. maddesine dayalı tazminat, ne kadarının ev eşyası ve ziynet alacağına dayalı alacak isteği olduğu açıklattırılıp ve delillerin bu talepler yönünden ayrı ayrı değerlendirilip, sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat çok olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Her iki tarafın da birliğin mutluluğunu sağlama konusunda özveride bulunmadıkları bu husustaki yasal yükümlülüklerine (TMK.m.185/2) aykırı davrandıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasında tarafların açıklanan kusurlu tutum ve davranışlarının aynı oranda etkili olduğu görüldüğünden, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesinin gerekeceği ve bu sebeple, davalı kadın da boşanma davası açmakta haklı olduğundan, kadının karşı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddinin doğru olmadığı - Karşı boşanma davası hakkında, bu yönde hüküm kurulmak, aynı sebeple incelenebilir hale gelen, davalı-davacı (kadın)'ın, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası, vekalet ücreti ve yargılama giderleri bakımından buna göre yeniden hüküm tesis edilmek üzere; karşı boşanma davası hakkındaki hükmün bozulmasının gerektiği-
Ziynet alacağının aynen iadesi istediğine göre, nispi peşin harcın talep edilen bedele göre değil, iade istenen ziynetlerin dava tarihindeki değerine göre alınması gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda eşine göre, davalı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerektiği ve hal böyleyken; mahkemece, davacının eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, bu hatalı kusur belirlemesi gerekçe gösterilmek suretiyle, davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin de doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çok olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken bu yönler gözetilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığı-