Davacı tarafından davalıya ait 13 nolu bağımsız bölümün satın alındığı ancak, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşmenin resmi biçimde yapılmaması sebebiyle hukuken geçersiz olacağı-
TMK.nun 203. maddesine göre, "mal rejimi sözleşmesinin, evlenmeden önce veya sonra yapılabileceği; tarafların istedikleri mal rejimini, ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebileceği, kaldırılabileceği veya değiştirilebileceği-
Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK 706, TBK 237. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temliğin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu-
Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK 706, TBK 237. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteği-
Tapulu taşınmazın mülkiyetinin geçirilmesini amaçlayan sözleşmenin resmi biçimde düzenlenmediğinden geçersiz olacağı-
Taşınmaz, davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığından ifanın imkansız hale geldiği bu sebeple taşınmazın rayiç değerinin bilirkişi marifetiyle tespiti ile belirlenen bedele hükmedilmesi gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve payları oranında mirasçılar adına tescil isteğine ilişkin olan davada, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması özellikle de ibraz edilen belge ve senetlerin asıllarının getirilerek sıhhati üzerinde durulması ve delillerin içeriğinin değerlendirilerek sonuca göre kara verilmesi gerekeceği-
Davacı inanç sözleşmesini yazılı delil ya da karşı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile kanıtlayamamıştır. Ancak; davacı, delil listesinde her türlü yasal delil demek suretiyle yemin deliline dayandığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davacıya davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılıp bu hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Geçersiz sözleşmeden kaynaklanan satış bedelinin uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları, tefe-tüfe endeksleri, altın, döviz fiyatlarındaki artış oranları, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar ile 10.07.1940 tarih, 1939/2 Esas, 1940/77 Karar ve 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı YİBK kararlarının kapsamları gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin diğer taraftan istenmesinin uygulamada kabul edildiği-