Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak hüküm mahkemesi sıfatıyla yeniden esas hakkında hüküm kurulmakla ilk derece mahkemesi kararının hukukî varlığını kaybetmiş olduğu- Bölge adliye mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına uyulmakla yapılan yargılama ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi mahiyetinde olmadığı ve Özel Daire bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesince uyulan bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, hayatiyetini kaybetmiş ilk derece mahkemesi kararı ile ilgili istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Marka hakkına tecavüz ve tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece, dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedildiği, verilen kararda bir isabetsizliğin bulunmadığı-
İlk Derece Mahkemesince şirketin sınırlı olarak ihyasına karar verilmesine rağmen, davalı tasfiye memurunun istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle sınırlamanın kaldırılarak ihya kararı verilmesinin, kanuna aykırı olup bu yönden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasının gerektiği-
İhalenin feshi davası şikayet niteliğinde olup ön inceleme yapılmadan tahkikat aşamasına geçilmesinin mümküm olduğu-
Bir işleme eserin varlığından söz edebilmek için, sonraki müellifin kendi fikri emek ve çabasıyla işleme suretiyle yararlandığı önceki eserden farklılaşacak ve bağımsızlaşacak ölçüde yeni yaratıcı düşünceyi ortaya koyması gerektiği- S.a eserlerinin, senaryoların işlenmesiyle oluşan bir işleme eser mahiyetinde olduğu- Eserden doğan mali hakların koruma kapsamını genişleten her türlü mevzuat değişikliğinden eser sahiplerinin yararlanacağı- Bir işleme eser türü olarak sinema eseri sahibinin, ancak senaryo eseri sahibi ile yaptığı sözleşme çerçevesinde eserden doğan haklarını kullanabileceği- S.ryonun da bir başka eserin (romanın) işlenmesi suretiyle oluşturulmasının sonuca etkili olmadığı- Eserden kaynaklanan tüm hakların film yapımcısına devredildiğine dair uygun şekilde yapılmış bir sözleşmenin bulunmaması halinde, o tarihte çekilen filmlerin koruma süresinin maksimum 20 yıl olacağı dikkate alındığında senaryo yazarlarının da ancak en fazla 20 yıllığına mali haklarını yapımcılara devrettiğinin kabulünün gerektiği- Bir sinema filminde kullanılmak üzere mali hakları devredilen senaryo eseri yönünden, sözleşmede özel bir düzenleme bulunmadıkça, sinema eseri sahibinin ancak sinema gösterimleri yönünden hakkı devralmış sayılacağı- Bir eserdeki orijinallik unsurunun, o eser bir başkası tarafından meydana getirilseydi aynı şekilde ve özellikte yapılmayacak olmasında gizli olduğu-
İpotek maliklerinin kendi taşınmazları için ihalenin feshi talebinde bulunabileceği- COVİD-19 salgını sebebiyle 26/03/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin 3. Fıkrasının a bendine göre, icra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verileceği, bu durumda satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılacağı ve ilan için ücret alınmayacağı- 7226 sayılı Kanuna göre satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılmasının yeterli olduğu ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı görüldüğünden,, Bölge Adliye Mahkemesi’nce HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen kararda, şikayetçi .......... yönünden , ...... ada ...... parsel no'lu taşınmaz hakkında ihalenin feshi isteminin, aktif husumet yokluğundan reddi ile bu taşınmazlar yönünden para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, ...... ada ...... no'lu parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise ihalenin feshi isteminin esastan reddine ve borçluların adı geçen taşınmazlara ilişkin ihale bedelleri üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 134/2. maddesinde; açıkça ve sadece “para cezası” kavramına yer verilmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 3 numaralı bendinde bu kavram yerine, tahsil ve sonuçları birbirinden farklı olan “idari para cezası” ifadesinin kullanılmasının doğru olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, İlk Derece Mahkemesince yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
HMK’nın 353/1-a maddesinin 1-6 bentleri arasında sayılan usule ilişkin hukuka aykırılıklar tespit edildiğinde, ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verileceği-
İlk derece mahkemesince davada dayanılan mektup yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilerek tanıklar dinlenilmiş, tanık beyanları da değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş; bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi ile mektubun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığı, tanık deliline dayanılamayacağı, davanın yazılı delil ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının istinaf talepleri reddedilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 353/b-2 maddesi hükmü gözetilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, kararı temyiz eden borçluların gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece kamu düzeninden inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile istinaf talebinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-