Taraflar arasında imzalanan Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Kapsamında İşlem ve Portföy Aracılığı Çerçeve Sözleşmesinin kapsamı, içeriği, hacmi ve dava değeri göz önünde bulundurulduğunda davalının ticari amaçla hareket ettiğinin değerlendirilemeyeceği bu nedenle Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu-
Marka hükümsüzlüğü istemi- Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olduğu, marka sahipliği belgesinde davalı firma adresinin Mersin olduğu, davalı vekilinin yetki ve görev itirazının yerinde olmadığı, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde delillerinin toplanmadan bahisle bilirkişi raporuna yönelik bir itirazının olmadığı, yine davalı vekilinin karar duruşmasında hazır bulunduğu delillerinin toplanmadığına dair iddia ve savunmada bulunmaksızın davanın reddini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davacı firmaya ilişkin faaliyet konusuna ilişkin bilgi ve belgelerin ...Belediyesi'nden istendiği, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı vekilinin tüm delilleri toplanmadığına ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davanın tescilsiz kullanım ve kötü niyetli tescil sebebine dayalı hükümsüzlük davası olduğu, davacının ticaret siciline ... ticaret ünvanıyla 09.03.1998 tarihinden beri tescilli olduğu, Ulaştırma Bakanlığından alınan yetki belgesi uyarınca davacı firmanın taşıma alanında acentelik yaptığı, davacının ... markasını tescilsiz olarak kullandığı ve dava konusu marka üzerindeki öncelikli hak sahibinin davacı şirket olduğu anlaşılmakla hükümsüzlük koşullarının oluştuğu ve davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı- Bölge Adliye Mahkemelerinin, Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde verecekleri kararların HMK m. 353/1-(a) alt bendi uyarınca kesin olduğu-
İlk Derece Mahkemesinin davanın reddi kararında alacağın ödendiği gerekçesine Bölge Adliye Mahkemesinin ise alacağın ispatlanamadığı gerekçesine dayanmış olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın esası hakkında İlk Derece Mahkemesinden tamamen farklı bir gerekçe ortaya konulduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp davanın esası hakkında ortaya konulan bu yeni gerekçe kapsamında yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken yazılı şekilde başvurunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı ilaç formülasyonunun, davalının patentine tecavüz etmediğinin tespiti istemi- İlk derece mahkemesince Yargtay 11. HD.'nin 2016/14642 E. 2018/6811 K. ve 06.11.2018 tarihli emsal kararına dayanılarak dava tarihi itibariyle ruhsat alınmayan dava konusu formüle ilişkin menfi tespit davasının hukuki yarardan yoksun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği- Bölge Adliye Mahkemesince, 6769 sayılı K. m. 154 hükmüne göre davacı tarafın dava konusu ettiği formüle ilişkin ticari faaliyete giriştiğine dair ciddi delil ve belge sunmadığı, bu nedenle davanın hukuki yarardan yoksun olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu belirtilerek istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği- İlk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak yaptığı hususun dava konusu davacı formülünün ruhsat aşamasında olmadığından hareket ettiği, Bölge Adliye Mahkemesinin ise davacının anılan formülü konu alan ciddi ticari faaliyet delillerinden yoksun olduğuna dayandığı, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince, davanın esası hakkında ilk derece mahkemesinden tamamen farklı bir gerekçe ortaya konulduğu- Bu hale göre, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp davanın esası hakkında ortaya konulan bu yeni gerekçe kapsamında yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken başvurunun esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İşe iade davasının ön koşulları yönünden bir eksikliğin bulunmadığı- Kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir hususa rastlanmadığı- Davalıların tüm istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, Hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği,- İstinaf başvurusunun esastan reddi-
İlk Derece Mahkemesince davaya konu tenfizi istenen karar yabancı mahkeme kararı olarak değerlendirilerek 5718 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi şartlarını taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde ise isabetli şekilde tenfizi istenen kararın yabancı hakem kararı olduğu tespit edildikten sonra 5718 sayılı Kanun'un 60 ila 63 üncü maddeleri ve New York Sözleşmesi çerçevesinde bir değerlendirme yapılmak suretiyle başvurunun esastan reddine karar verildiği, anlaşıldığı üzere Bölge Adliye Mahkemesince, davanın esası hakkında İlk Derece Mahkemesinden tamamen farklı bir gerekçe ortaya konulmuş ve neticeten davanın ortaya konulan bu yeni gerekçe sebebiyle haklı olduğu sonucuna ulaşılmış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp davanın esası hakkında ortaya konulan bu yeni gerekçe kapsamında yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken yazılı şekilde başvurunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re'sen bozulması gerektiği-
İstinaf kesinlik sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslının yani asıl talebin nazara alınacağı, faiz, icra tazminatı, ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi gider ve masrafların hesaba katılmayacağı ancak davacının asıl davaya karşı başvurduğu istinaf talebi, asıl alacağa bağlı olan ve asıl alacağın fer'îsi niteliğindeki faiz başlangıç tarihi yönünden olduğundan, istinaf kesinlik sınırının kabul edilen bu miktar üzerinden belirlenmesi gerektiği- Bu husus gözden kaçırılarak faiz başlangıç tarihine yönelik istinaf itirazının kesinlik sınırının altında kaldığı ve davacının istinaf dilekçesinin reddedilmesi gerektiğine ilişkin verilen kararının isabetli olmadığı-
Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzeltilerek yeniden esas hakkında duruşma yapmadan karar verildiği-
Tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin eldeki davada, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 353/1-a-(6) bendi gereğince kesin nitelikte olup olmadığı-
HMK'nun 353/1-a maddesinin 1-6 bentleri arasında sayılan usule ilişkin hukuka aykırılıklar tespit edildiğinde, ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine kesin olarak karar verilecektir. HMK'nun 353/1-a maddesinde belirtilen durumlarda istinaf mahkemesi kararı esas yönünden inceleyemez. HMK.nun 353/1-a maddesinde altı bent hâlinde sayılan hâllerde istinaf mahkemesinin esası incelemeden verdiği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararları kesin olduğundan temyiz edilemez. 7251 sayılı Kanun ile HMK.nun 362 nci maddesine eklenen (g) bendine göre “353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar” hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı açıkça hüküm altına alınmış olup madde gerekçesinde de; 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren durumlarda bölge adliye mahkemesinin duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği, fıkraya eklenen yeni (g) bendiyle, 353 üncü madde hükmü ile uyum sağlanarak Kanunun bütünlüğünün korunması amaçlandığı ifade edilerek 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararların kesin nitelikte olduğu vurgulanmıştır.