Bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak yeninden esas hakkında verdiği kararın Yargıtay tarafından bozulması hâlinde dosyanın, kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesi gerektiği (HMK m. 373/2)- Özel Daire tarafından dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmiş olmasının, bölge adliye mahkemesinin HMK m. 373/3 kapsamında bozma kararına karşı direnme kararı verme yetkisini ortadan kaldırmayacağı gibi bu yetkinin ilk derece mahkemesine devri sonucunu da doğurmayacağı- Özel Dairenin birinci bozma kararı ile bölge adliye mahkemesinin esastan verdiği hükmün araştırmaya ve incelemeye yönelik bozulmasına rağmen HMK m. 373/2'ye aykırı olarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi sonrasında ilk derece mahkemesince bozma ilâmı ile ilgili olarak HMK m. 373/3 çerçevesinde bir karar vermek üzere bölge adliye mahkemesine gönderilmesi gerekirken anılan hükme aykırı şekilde işletilen yargılama sürecinde araştırma ve inceleme yapılarak neticede direnme adı altında verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
İlk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunması ve bu kapsamda yargı yerinin belirlenmesinin HMK'da düzenlenmediği (yasa koyucunun ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığının çıkmasını mümkün görmediği)- Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar ile, HMK m. 353/(1)-a.4 uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmesinden sonra İlk Derece Mahkemesince yargılamaya kaldığı yerden devam edilerek karar verilmesi gerekirken görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı- Bu durumda, "İlk Derece Mahkemesinin görevsizlik kararının, Bölge Adliye Mahkemesinin görevsizlik kararının, Özel Dairenin bozma kararının ve Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının kaldırılmasına", "dosyanın incelenmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi" gerektiği-
UyuşmazlıkDirenme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; İlk Derece Mahkemesi kararının her iki tarafça istinaf edildiği olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yargılamadaki eksikliklerin tamamlanması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair verilen kararın kesin nitelik taşıyıp taşımadığı, kararın kesin olmadığı sonucuna varılacak olur ise yargılamadaki eksikliklerin Bölge Adliye Mahkemesince mi yoksa İlk Derece Mahkemesince mi tamamlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır...
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olmasının mutlak bir bozma sebebi oluşturacağı ve bozmadan sonra hakimin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişikliği kaldırmak kaydıyla vicdani kanaatine göre karar verebileceği-
1. HD. 26.12.2024 T. E: 4114, K: 7129
1. HD. 19.12.2024 T. E: 4650, K: 6972
HMK'nun karar tarihinde yürürlükte olan 353/1-b-1 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmadığı ve kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği anlaşılır ise istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği - 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Kanun'un 353/1-b-3 maddesine eklenen “başvurunun esastan reddine veya” ibaresi ile 6100 sayılı Kanun'un 356'ncı maddesine eklenen ikinci fıkraya göre bölge adliye mahkemesi tarafından yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde duruşma açılarak inceleme yapılması durumunda esastan ret kararı verilmesi mümkün olduğu -
7251 s. K. ile HMK m. 353/1-b-3 maddesine eklenen “başvurunun esastan reddine veya” ibaresi ile HMK m. 356'ya eklenen 2. fıkraya göre bölge adliye mahkemesi tarafından yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde duruşma açılarak inceleme yapılması durumunda esastan ret kararı verilmesinin mümkün olduğu- Bölge adliye mahkemesince kararın verildiği tarihte bu ibare ve hüküm yürürlükte olduğundan bölge adliye mahkemesince bu tarihte yürürlükte bulunan hükümler gereğince duruşma açılarak bilirkişi raporu alınması sonucunda HMK m. 356/2 kapsamında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yapılan yeni kanun değişikliğine ve hukuka uygun olduğu- "Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece yargılamasında görülen eksikliğin duruşma açılmak suretiyle tamamlandığı anlaşıldığından, HMK m. 353/1-(b)-1 gereğince duruşma açılmaksızın tamamlanabilecek yargılama eksikliklerinin varlığı durumunda dâhi, Bölge Adliye Mahkemesince esastan yeni bir karar verilmesinin gerekli kılınmış olduğu nazara alındığında, yargılamadaki eksikliğin duruşma açılarak giderilmesi hâllerinde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, bu gibi hâllerde de esastan yeni bir hüküm kurulması gerektiği; bunun HMK m. 297'ye aykırı olduğu, zira gerekçe ve sonucun birbirinden farklı olamayacağı, Bölge Adliye Mahkemesince yeni delil toplamak suretiyle verilecek esastan ret kararının HMK'nun sistematiğine de aykırı olduğu" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Taraflar arasında imzalanan Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Kapsamında İşlem ve Portföy Aracılığı Çerçeve Sözleşmesinin kapsamı, içeriği, hacmi ve dava değeri göz önünde bulundurulduğunda davalının ticari amaçla hareket ettiğinin değerlendirilemeyeceği bu nedenle Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu-
Marka hükümsüzlüğü istemi- Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olduğu, marka sahipliği belgesinde davalı firma adresinin Mersin olduğu, davalı vekilinin yetki ve görev itirazının yerinde olmadığı, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde delillerinin toplanmadan bahisle bilirkişi raporuna yönelik bir itirazının olmadığı, yine davalı vekilinin karar duruşmasında hazır bulunduğu delillerinin toplanmadığına dair iddia ve savunmada bulunmaksızın davanın reddini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davacı firmaya ilişkin faaliyet konusuna ilişkin bilgi ve belgelerin ...Belediyesi'nden istendiği, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı vekilinin tüm delilleri toplanmadığına ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, davanın tescilsiz kullanım ve kötü niyetli tescil sebebine dayalı hükümsüzlük davası olduğu, davacının ticaret siciline ... ticaret ünvanıyla 09.03.1998 tarihinden beri tescilli olduğu, Ulaştırma Bakanlığından alınan yetki belgesi uyarınca davacı firmanın taşıma alanında acentelik yaptığı, davacının ... markasını tescilsiz olarak kullandığı ve dava konusu marka üzerindeki öncelikli hak sahibinin davacı şirket olduğu anlaşılmakla hükümsüzlük koşullarının oluştuğu ve davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı- Bölge Adliye Mahkemelerinin, Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde verecekleri kararların HMK m. 353/1-(a) alt bendi uyarınca kesin olduğu-