Bölge Adliye Mahkemesince, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1 -b-2. maddesi gereğince, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, yeniden esas hakkında karar verilmeksizin ilk derece mahkemesince verilen kararın hüküm bölümünün 1. bendinin hükümden çıkarılarak yerine ".... (borçlu şirket) ve ortakları isimli Adi ortaklık adına çıkartılan icra emrinin iptali ile ortaklığı oluşturan şahıslar adına icra emri düzenlenerek, ortaklığı oluşturan gerçek kişi borçlular vekiline tebliğine" yazılmak suretiyle düzeltilmesinin anılan yasa hükümlerine aykırı olduğu-
ZMSS Genel Şartları; trafik kazası sonucunda mağdurun ‘tedavi sürecinde ortaya çıkan bakıcı giderleri’ ile ‘diğer tedavi giderleri’ ve ‘çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin’ sağlık giderleri kapsamında sayılarak, bu giderlerin SGK’nın sorumluluğu kapsamında ödeneceği düzenlemesi karşısında, KTK mad. 98 uyarınca SGK’nın sağlık giderlerinden sorumluluğunun; trafik kazası sonucunda kişilerin üniversite hastaneleri ile resmi ve özel hastanelerde ki tıbbi tedavileri ile sınırlı olduğu dikkate alınarak, ZMSS Genel Şartlarının düzenleyici işlemlerden olması ve düzenleyici işlemler ile kanun hükmünün kaldırılamayacağı, değiştirilemeyeceği ve genişletilemeyeceği açık olduğundan, bahsi geçen düzenleyici işlem ile SGK’nun kanunda belirtilen sorumluluğunun genişletilemeyeceği- Davacının ‘asgari ücret’ dikkate alınarak hesaplanan sağlık giderlerinin (aktüerya raporu) usule uygun olarak belirlenmediği yönündeki itirazı; davacı tarafından vergilendirilmiş gelirine dair bir belgenin bulunmaması ve yine davacı tarafından herhangi bir belgenin sunulmaması birlikte değerlendirildiğinde, davacının trafik kazası tarihinde, sürekli ve düzenli olarak elde ettiği gelirin ‘brüt asgari ücret’ olarak dikkate alınmasında bir sakıncanın bulunmadığı- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esas unsur olması sebebiyle, somut durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel şartları ve yönetmelikler dikkate alınarak 'maluliyet raporu'nun belirlenmesi gerektiği- Y.li bir inceleme yapılmadan tahkikat ile tahkikatın hiç yapılmamış olması arasında sonuç bakımından bir farkın olmadığı, her iki halde de taraflar ilk derece mahkemesindeki yargılamada hukuki dinlenilme hakkından mahrum bırakılmış olacağı, bu sebeple önemli olan kaç delilin toplanıp kaç tanesinin eksik bırakıldığından çok, uyuşmazlığın hali için önem arz eden delillerin toplanıp toplanmaması hususu olması yanında, davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen, "davacı keşideci senet teminat kapsamından çıkartıldığı halde sehven protesto düzenlendiğini yazılı belge ile açıkladığından davalı hamil bankanın senedi 'teminat' olarak lehtardan aldığının ve dava konusu senedin de teminat kapsamından çıkartıldığının kabulü gerektiği"ne ilişkin kararın onanması gerektiği-
Ön sözleşme, sonraki tarihli protokoller ve yapılan ödemeler bir arada değerlendirildiğinde yapılması planlanan proje ilk sözleşmede öngörülen süre içerisinde başlanıp tamamlanamadığı gibi alınan idari kararların projenin başlaması-bitirilmesi ve kapsamını etkileyecek nitelikte olduğu konusunda sunulan belgelere göre, sözleşme koşullarının değiştiği iddiasındaki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmiş olduğu, sözleşmede kararlaştıran ve hisse devri için öngörülen hasılat paylaşımı ibarelerinin, sözleşme niteliğine göre yargılama aşamasında iddia ve savunmalarla değerlendirileceği kanaatiyle, karar tarihi itibariyle verilen ihtiyadi tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, "dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine" karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması gerekirken, bir taraftan işin esasına da girilip şikayetçi borçlunun istinaf isteminin esastan reddedilerek çelişkili şekilde hüküm kurulması mümkün olmadığı-
Davacıya düzenli olarak aylık ödemeye denk gelecek periyotlarda ve aynı miktarda ödeme yapıldığı, verilen talimatın havale emri olduğu, bu talimatını her zaman geri alabileceği ancak alınmadığı, bu ödemelerin borç olarak verildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığından davanın kabulü gerektiği- İlk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararının niteliği ve alınması gereken harç-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK. mad. 353/1-a-6 gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması gerektiği, bir taraftan işin esasına da girilip şikayetçi borçlunun istinaf isteminin reddedilerek çelişkili şekilde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-
İlk derece mahkemesi delilleri toplamış ve kendince değerlendirerek vardığında; Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilk derece mahkemesince sanki hiçbir delil toplanmamış ve hiç değerlendirme yapılmamış gibi yazılı şekilde karar veremeyeceği- Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin sadece nihai kararlarının temyizi mümkün olduğu; nihai olmayan kararların temyizi kabil olamayacağından temyiz talebinin rededilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, aynı ilamda, şikayetçi borçlu yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması gerekirken, diğer şikayetçi borçlular yönünden işin esasına girilerek, bunlar yönünden istinaf talebinin kabulüne ilişkin hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-
Kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapıldığı, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-