Gerek arsa sahibi ile müteahhit ve gerekse müteahhit ile ondan daire satın almış olan alıcı arasındaki “satış” , “satış vaadi”, “inşaat” sözleşmeleri resmi şekilde yapılmamış dahi olsa, tarafların edimlerini yerine getirmelerinden sonra, “sözleşmenin şekil eksikliği” nedeniyle geçersizliğinin ileri sürülmesinin “objektif iyiniyet kuralları” (MK.2) ile bağdaşmayacağına dair İçtihadı Birleştirme Kararı-
"Tahliye emri"ne itiraz ederek takibi durduran kiracısından icra bedellerini almaya devam eden ve bir yıl yedi ay sonra icra mahkemesinden "itirazın kaldırılmasını" isteyen kiralayanın bu davranışının MK. 2'ye aykırı olacağı–
Kadının taşınmazı üzerinde, kocası ile birlikte ortak olduğu şirket için bankadan alınan kredinin teminatı olarak kurulmuş olan ipoteğin - “ MK. 169 uyarınca, sulh hakimince ipotek işleminin tasdik edilmeden kurulmuş olduğu” ileri sürülerek – geçersizliğini belirtmenin “dürüstlük kuralı” (MK.2)ile bağdaşmayacağı –
Mütevali (devam eden) tahliye taahhütlerinin -kiralayanın kötüniyeti belgelendirilmedikçe- geçerli olduğu (kira sözleşmesinin her yenilenişinde kiracının vereceği tahliye taahhüdünün geçerli olduğu) bu durumda MK.2 hükmünün uygulama alanı bulmayacağı–
Ortaklığın giderilmesi davası açan davacının taksim istemeyip, satışta ısrar etmesinin, “hakkın kötüye kullanılması” (MK.2) olarak nitelendirilemeyeceği –
Mütevali (devam eden) tahliye taahhütlerinin -kiralayanın kötüniyeti belgelendirilmedikçe- geçerli olduğu (kira sözleşmesinin her yenilenişinde kiracının vereceği tahliye taahhüdünün geçerli olduğu)–
Hazırladığı bilançoda borçlarının tümünü göstermeyen borçlunun iyiniyetli kabûl edilemeyeceği–
Bir kişinin kendi kusurundan yararlanmasının “iyiniyet kuralları” (MK.2) ile bağdaşmayacağı-
Sözleşmenin taraflarından birisinin “o sözleşmenin ifa olunacağı” hususunda o güne kadar süregelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermesinden ve karşı tarafın da “ sözleşmenin yerine getirileceği” inancına iyiniyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmesinden sonra artık «sözleşmenin şekil yönünden geçersizliğinin» ileri sürülmesinin «hakkın kötüye kullanılması» niteliğini taşıyacağı ve bu savunmanın (iddianın) yasal himayeden yoksun kalacağı –