Borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı bulunduğu adresinde ticari faaliyetine devam edip etmediği hususunda zabıta araştırması yaptırılıp, kayıtlı olduğu Vergi Dairesinden mükellefiyetinin devap edip etmediği sorularak ve beyanname örnekleri getirtilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri yerine eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi gerektiği-
Ticareti terk suçunun, aynı ticari işletmenin faaliyetine konu iş yeri için ancak bir kez işlenebilen bir suç olduğu- Ticari işletmenin faaliyetine konu iş yerini Kanunda belirtilen yükümlülüklere riayet etmeksizin birden fazla terk etmek mümkün olmadığı- Mağdur edilen müşteki sayısının fazlalığı temel cezanın tayini sırasında dikkate alınsa dahi, aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı- Konu aynı işyeri olduğu için duçun konusunun tek olduğu- Aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanabilmesi için; birden fazla bağımsız suçun istisnai durumlarda bir araya gelmesinin zorunlu olmasının aranacağı ancak bir kez terk edilmesi mümkün olan ticari işletmenin faaliyetini sürdürdüğü iş yerinin kapatılması nedeniyle sırf birden fazla şikayetçinin zarar gördüğünden bahisle anılan suçu fikri içtima kapsamına dahil etmek, Türk ceza hukukunun kabul etmediği kıyas yöntemini hem de sanık aleyhine hüküm doğuracak şekilde ceza hukukuna dahil etmek olur ki, bu durumun kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı-
Sanığın yetkilisi olduğu anlaşılan borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, sicile kayıtlı adresine hacze gidildiğinde borçlu şirketin adresinin boş olduğu görülüp komşusundan iş yerinin bir yıldır kapalı olduğu bilgisine ulaşılarak, sanık hakkında “Ticareti usulüne aykırı terk etmek” iddiasıyla şikayetçi olunduğunun, yargılama sırasında gerçekleştirilen zabıta araştırması ile sanığın ara sıra iş yerine kontrol amaçlı geldiği fakat faaliyetin bulunmadığının ve şikayet tarihi itibariyle sunulan son beyanname örneklerinin boş olduğunun anlaşılması karşısında, unsurları itibariyle oluşan suç bakımından sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Sanığın yetkilisi olduğu anlaşılan borçlu şirket hakkında başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, sicile kayıtlı adrese hacze gidildiğinde borçlu şirketin kapalı ve boş olduğu görülerek, sanık hakkında “Ticareti usulüne aykırı terk etmek” iddiasıyla şikayetçi olunduğunun, yargılama sırasında gerçekleştirilen zabıta araştırmasında şirketin faal olduğu tutanak altına alınsa dahi, kendisine kolluk tarafından muhtelif defalarda telefon ile ulaşılan sanığın faaliyetinin devamına ilişkin evrakları sunacağı hususunda ilgili birimi oyaladığının, vergi yoklamasında da borçlu şirketin yerinde bulunmadığının ve öncesinde borçlu şirketi temsile yetkili kılınan sanığın Ticaret Sicil Gazetesine göre ortaklıktan ayrıldığı halde şirket müdürlüğünün ortaklık dışından devam edeceğine yönelik karar alındığının anlaşılması karşısında, ticareti usulüne aykırı terk etmek suçunun unsurları itibariyle oluşan suç nedeniyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin ticaret siciline kayıtlı olduğu adreste zabıta araştırması yaptırılarak ve ayrıca şikayet tarihini kapsar şekilde en son verilen vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip, haciz tutanağı içeriği ile birlikte delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği-
Borçlu şirket hakkında şikayet tarihinden sonra tarihi itibariyle re'sen terk işlemi yapılması, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yazısına göre şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının faal göründüğü, haciz tutanağı, zabıta araştırması sonucu ve beyanname içeriklerine göre şikayet tarihi itibariyle ticaretin fiilen terk edildiğinin ve ticaretin terk edildiğine ilişkin Ticaret Sicili'ne herhangi bir beyanın olmadığının anlaşılması ve şikayetin de haciz tarihinde öğrenmenin gerçekleşmesi nedeniyle süresinde olması karşısında suçun oluştuğu ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Müşteki vekilinin şikayetinin borçlu şirketin re'sen terk ettirildiği tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde yapıldığı ve icra takip dosyası içeriğine göre fiilin işlendiğinin haciz tarihinden evvel öğrenildiğine ilişkin bir bilgi bulunmaması karşısında şikayetin İİK'nın 347. maddesinde öngörülen sürelerde olduğu, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli ticareti usulüne aykırı terk etmek suçunun; seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı ve somut uzlaşmazlıkta haciz tutanağı ve zabıta araştırması ile vergi dairesinin borçlu şirketin mükellefiyetinin resen terkin edildiğine dair cevabi yazısı bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı eylemin sübut bulduğu-
İcra takibinin devamına dair karar verildiği, ancak bu kararın ve icra takibinin kesinleşme hususlarının tespit edilmesi gerektiği, ayrıca ticaret sicil müdürlüğünden şirketin adresi ve adres değişikliği ile yetkililerinin sorulması ile, bunun yanısıra sanıklar vekilinin yazılı beyan dilekçesinde borçlu şirketin başka bir adrese taşındığını bildirmesi karşısında, şirketin bildirilen adreste faaliyet gösterip göstermediğinin tespiti amacıyla belirtilen adreste zabıta araştırması yaptırılarak delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiği-
Ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin yaptırılan zabıta araştırmasına göre adresinde faaliyette bulunmadığının tespit edildiği, KDZ. Ereğli Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen yazıya göre borçlu şirketin yapılan yoklamalarda faaliyette bulunduğuna dair herhangi bir bulguya rastlanmadığı halde, beyannamelerini vermesi nedeniyle resen terk işleminin yapılmadığının bildirildiği, gönderilen beyanname örnekleri incelendiğinde vergi matrahının bulunmadığının görüldüğü ve KDZ. Ereğli Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıya göre de sanığın borçlu şirketin yetkilisi olduğu, borçlu şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının devam ettiği ve İİK’nın 44. maddesine uygun bir mal beyanını vermediği anlaşılmakla; suçun unsurlarının oluştuğu-
Ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin yaptırılan zabıta araştırmasına göre şikayet tarihinde sicile kayıtlı bulunduğu adresinde bulunmadığının tespit edildiği, borçlu şirket yetkilisi sanığın savunmasında şirketin bulunduğu adresi 2015 yılı Şubat ayında tahliye ettiklerini, bu tarihten itibaren faal bir adresleri olmadığını, şirketin kayden faaliyetine devam ettiğini beyan etmesi ve Eskişehir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıya göre de sanığın borçlu şirketin yetkilisi olduğu, borçlu şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının devam ettiği ve İİK’nın 44. maddesine uygun bir mal beyanını vermediği anlaşılmakla; suçun unsurlarının oluştuğu-