İİK. 177/II-4'e göre, daha önce borçlu hakkında iflâs yoluyla takipte bulunmaya gerek bulunmadığı–
Alacaklının istemi üzerine borçlunun doğrudan doğruya iflâsına karar verilmesinden sonra, alacaklının davasından feragat etmesinin verilen iflâs kararına etkili olmayacağı–
"Borçlunun ödemelerini tatil ettiğini" iddia eden ancak bu iddiasını kanıtlayamamış olan alacaklının istemi doğrultusunda "borçlunun iflâsına" karar verilemeyeceği–
Takibe konu ilama taraf olmayan davalının kendisine yöneltilen iflâs davasında, "davacıya borçlu olmadığını" ileri sürme imkanına sahip olduğu halde, bunun yerine "karşı dava" olarak açtığı olumsuz tesbit davasının -hukuki yarar bulunmaması nedeniyle- reddedilmesi gerekeceği–
"Doğrudan doğruya iflâs talebinin İİK'nun 166/II. maddesinde öngörülen usulle ilân edilmesi", "İlk alacaklılar toplantısına kadar olan masrafların davacı-alacaklıya depo ettirilmesi" ve "iflâs kararında iflâsın açılma anının gün, saat ve dakika olarak gösterilmesi" gerekeceği–
Kamu İdarelerinin, ödenmeyen kamu alacaklarından dolayı -6183 s. 100. maddesi uyarınca- İİK'nun hükümleri (mad. 177 vd.) çerçevesinde, borçluların doğrudan doğruya iflâsını isteyebilecekleri–
Doğrudan doğruya (takipsiz) iflâs hallerinde, mahkemece "depo kararı" (emri) verilmeden (tefhim/tebliğ edilmeden) iflâsa karar verileceği–
Davacı Hazinenin "davalı hakkında yapılan takiplerin semeresiz kaldığını ve yaptıkları araştırma sonucu davalının borçlarını ödeyecek hiçbir malvarlığının bulunmadığını" ileri sürerek İİK. 177/II-2 uyarınca borçlunun iflâsına karar verilmesini isteyebileceği–