İlk tebligatın adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine; bu adres ticaret sicilinde kayıtlı değilse bu adrese 35/4 maddesine göre tebligat yapılması imkanı olmadığı gibi; ticaret sicili adresi olması durumunda da adres yetersizliğinden iade üzerine doğrudan ticaret sicili adresine Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebligat çıkarılması anılan madde hükmüne aykırı olup, yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Gerçek kişilere, TK. mad. 35 gereğince tebligat yapılabilmesi için, daha önce aynı adreste muhataba usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasına rağmen, muhatabın adres değişikliğini bildirmemiş olması ve adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması gerektiği-
İİK'nun 127. maddesi uyarınca, satış ilanının tapu sicilindeki ilgililere tebliği zorunlu olduğundan, şikayetçinin, tapu sicil müdürlüğünden gelen ve aynı zamanda tasarrufun iptali ilamında yazılı olan adresine tebligat çıkartılmadan, mernis adresine tebligat çıkartılması nedeniyle şikayetin kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği -
Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesinin gerçek kişiler yönünden zorunlu olduğu, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Muhatabın il dışına işe gittiği belirtilmek suretiyle tebligat yapılmış ise de, muhatabın salt işi için il dışında olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağı gibi tebliğ memurunun, muhatabın tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeksizin yaptığı tebligatın usulsüz olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanları ile kanıtlanamayacağı- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin tapu sicilindeki ilgiliye tebliğ edilmesi gerektiği, bu işlemin yapılmamış veya usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshini gerektirdiği-
Davalı şirketin Antalya'da bulunan adreslerine çıkartılan dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir tebligatların bila tebliğ iade edilmesinden sonra Ankara Ticaret Sicili Memurluğundan davalı şirketin adresi sorulmuş, bildirilen yeni adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de, bu adrese daha önceden usulüne uygun bir (Teb. K. mad. 10'a göre) tebligat yapılmadığından, yapılan tebligatın geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği, usulüne uygun geçerli herhangi bir tebligat olmamasına rağmen davalı vekilinin ilk defa 21.07.2011 tarihli duruşmaya katıldığı ve 25.07.2011 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin dosyadan haberdar olmasından sonra yasal süre içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin süresi içerisinde ileri sürüldüğünün kabulü gerekeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmesi gerektiği- Borçlu asile T.K.nun 35. maddesi uyarınca tebliğ koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilemeyeceği-
PTT Müdürlüğünden şirket adına gönderilen tebligatın hangi adres itibari ile yapıldığının açıkça belirtilmesi gerektiği-
Tebligat mazbatasında adresteki binanın yıkıldığının belirtildiğinden TK. mad. 35 'in uygulanmasının imkansız olduğu- Mahkemece, ihya edildiği anlaşılan ve tasfiye haline dönen kooperatifi 6102 sayılı TTK. mad. 643 yollamasıyla aynı Kanun'un 539/3. maddesi uyarınca davalarda temsil yetkisi tasfiye memurlarına ait olduğundan, ticaret sicil memurluğundan son tasfiye memurları sorularak, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin anılan tasfiye kurulu üyelerine davalı şirket adına tebliğ edilmesi gerektiği- Mahkemenin gerekçeli kararı ve davacının temyiz dilekçesi davalı kooperatife MERNİS adresi araştırılmadan 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, anılan davalının öncelikli MERNİS adresi araştırılıp, tespit edildiği takdirde Tebligat Kanunu mad. 10/2 ve 21/2 uyarınca bu adreste kendisine tebligat yapılması gerektiği-
Adres kayıt sisteminde yer alan adrese Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılabileceğinden davalının adres kayıt sisteminde yer almayan adrese Tebligat Kanununun 21. maddesindeki usul çerçevesinde dava dilekçesinin tebliğ edilmesinin doğru olmadığı-