Usulsüz işlemlere dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi için açılan davada; olayda hizmet kusuru bulunup bulunmadığının saptanması, idari yargının görev alanında olduğundan, 2577 sayılı kanunun 2/1-b maddesi gereğince “idarenin hizmet kusuruna dayanan tazminat isteklerinin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde ileri sürülmesi gerekeceği” ilkesi uyarınca öncelikle mahkemece görev konusunun irdelenmesi gerekeceği-
Haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemiyle alacaklı banka aleyhine açılan tazminat davasında; davalı bankanın uzağı görebilen (basiretli) bir tacir gibi, kendisinden beklenen özeni göstermemesi ve savsaması nedeniyle haksız haciz yapılmasına neden olduğu durumlarda, davalı banka aleyhine maddi ve manevi tazminat hükmedilmesi gerekeceği-
Uygulanan haczin ve yapılan muhafaza altına alma işleminin haksız olmaması halinde alacaklı aleyhine açılan tazminat davasının reddi gerekeceği-
Bedelsiz kalan çekin ciro edilerek icra takibine konu edilmesi ve haciz yapılması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini için dava açılabileceği-
Gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmesi üzerine buna süresi içinde itiraz etmiş olan 3. kişiye, ihbarnamenin tebliğinden sonra doğmuş bir alacağın varlığı halinde, 3. kişiye yeniden “birinci haciz ihbarnamesi” gönderilebileceği gibi, 3. kişideki bu alacağın haczi için 3. kişiye “haciz ihbarnamesi” de gönderilebileceği-
Bir yıllık süre içinde haciz talebinde bulunmuş olan alacaklının, aynı bir yıllık süre içinde borçlunun mallarının haczedilmemiş olması, haciz isteme hakkının düşmesini ve takip dosyasının işlemden kaldırılmasını gerektirmeyeceği-
Her ne kadar vekil adı yazılmak suretiyle tebligat çıkarılmış ise de, adresin asile ait olması karşısında borçlu vekiline yapılmış bir tebligattan söz edilemeyeceği- Borçlu vekiline yapılan tebligata göre yapılan temyiz yasal 10 günlük sürede olup, süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Bir yıllık süre içinde haciz istendikten sonra, takibe devam edilmesi için takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılan dosyanın yenilenmesi durumunda “yenileme harcı” alınmayacağı- "İcra dosyası işlemden kaldırılmış olmasına rağmen, icra müdürlüğünce harç alınmaksızın dosyanın yenilenmesine karar verilmesinin usule uygun olmadığından bahisle ihalenin feshine" karar verilmişse de, bu hususun ihalenin feshi nedenleri arasında bulunmadığı-
Borçlunun 3. kişide parasının bulunması halinde 3. kişiye “haciz ihbarnamesi” yerine “haciz müzekkeresi (yazısı)” gönderilmesi ile bu paranın haczedilmiş sayılacağı, buna karşın 3. kişide borçlunun bir alacağı (parası) yoksa o zaman, 3. kişiye gönderilen “haciz yazısı” ile İİK.nun 89. maddesindeki sonuçların doğmayacağı ve söz konusu paranın haciz yazısına cevap vermeyen 3. kişi zimmetinde sayılmayacağı-
Borçluya gönderilecek “yenileme emri”nin borçluya “borca itiraz” hakkı tanımadığından, süresinde yapılmamış olan tahrifat itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak dosyadaki son işlemden itibaren takip konusu bonoya ilişkin olarak üç yıl süre ile hiçbir işlem yapılmamış olması halinde, borçlunun “zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını” her zaman icra mahkemesinden isteyebileceği-