Borçlu şirket hakkında geçerli bir ticari ve iktisadi bütünlük kararının bulunduğu, 678 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 33. maddesi ile değiştirilen 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134.maddesinin 5. fıkrasının son cümlesindeki "….3.kişiler tarafından haczi, muhafaza altına alınması ve satışı talep edilemez" düzenlemesi kapsamında borçlu şirketin üçüncü kişilerden olan alacaklarının da haczedilemeyeceği, ticari ve iktisadi bütünlük kararı kapsamında bulunan malların tahdidi olarak sayılmadığı, sözleşmelerin de ticari ve iktisadi bütünlük kararı içerisinde sayıldığı, üçüncü kişilerdeki şirket alacaklarının İİK’ nun 106/2. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğinde olduğu, haczi mümkün olmayan alacakların, dosya alacaklısına ödenmesinin ticari ve iktisadi bütünlük kararının amacına aykırı olduğu-
11. HD. 28.12.2022 T. E: 5297, K: 9566
6. HD. 07.12.2022 T. E: 2021/6666, K: 5706
İşçinin kaptan pilotluk sözleşmesi kapsamında çalışmaya başladığı, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmadan feshedildiği olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine göre işverenin cezai şartı almaya hak kazandığı- İşçinin, her ay maktu bir şekilde aldığı günlük brüt ücretin, aylık brüt üretin 30'a bölünmesi ile belirleneceği ve buna göre hesaplamanın yapılması gerektiği-
İstinaf başvurusunda bulunan tarafın hükmün kesin nitelikte olmadığına yönelik emsal kararlara ulaşması ve Yargıtay uygulamasını öğrenmesinin makul bir süreyi alabileceği dikkate alınarak istinaf başvurusunun süresi içerisinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- İlk Derece Mahkemesi kararında hatalı şekilde hükmün kesin nitelikte olduğu belirtilerek ilgililerin yanıltılması halinde, 15.12.2021 tarihinde tebliğ edilen karara karşı 01.03.2022 tarihinde yapılan istinaf başvurusunun makul süre içerisinde olduğunun kabulü gerektiği- Hüküm altına alınan alacak miktarı karar tarihindeki istinaf başvuru sınırının altında ise de hüküm, dava tarihi itibarıyla hâlen çalışmakta olan işçinin aylık ücretinin ileriye etkili şekilde belirlenmesine yönelik olduğundan kararın kesin nitelikte olmadığı-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği ve bu ilkenin kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtayca kendiliğinden dikkate alınması gerektiği ve hakimin değişmesinin 'usuli kazanılmış hak' ilkesine etki yapamayacağı-
İlk Derece Mahkemesi kararında hatalı şekilde hükmün kesin nitelikte olduğu belirtildiği için ilgililerin yanıltıldığı; bu tür bir yanıltmanın varlığı hâlinde istinaf başvuru süresinin kanunda düzenlenen yasal süre ile sınırlı olduğunu kabul etmenin mahkemeye erişim hakkının ölçüsüz şekilde kısıtlanması sonucunu doğuracağı- Hüküm altına alınan alacak miktarı karar tarihindeki istinaf başvuru sınırının altında ise de hüküm, dava tarihi itibarıyla hâlen çalışmakta olan işçinin aylık ücretinin ileriye etkili şekilde belirlenmesine yönelik olduğundan kararın kesin nitelikte olmadığı-
İşçinin ücreti zaten Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesindeki ücret zammı uygulanarak belirlenmiş olduğundan, aynı dönem için Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesi ile çakışacak şekilde 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin ücret zammına ilişkin hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı-