Vekil ile sözleşme yapan (vekil edenin taşınmazını tapuda satın alan) kişinin, MK. 3 anlamında iyiniyetli olması (vekilin, vekalet görevini kötüye kullandığını bilmemesi veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak bulunmaması) halinde, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni de bağlayacağı, ancak üçüncü kişinin vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde hareket etmiş olması halinde, vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmayacağı - “Vekalet görevinin kötüye kullanılması” hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, “davalılar arasında el ve işbirliği bulunup bulunmadığı” hususunun araş-tırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği - Vekilin, vekaletnameye dayalı temsil yetkisini kasden vekalet verenin zararına, kendi-sinin ya da işbirliği yaptığı başka bir kişinin yararına kullanması halinde, yapılan işlemin temsil yetkisinin sınırları içinde kalsa dahi, vekalet vereni bağlamayacağı-
Borçludan hacizli traktörü satın alan ayni köy halkından olan alıcının, borçlunun kötüniyetini bilmediğinin kabul edilmesinin, hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği–
Kaydında haciz şerhi bulunan aracı borçludan satın alan üçüncü kişinin –İİY. 86/II uyarınca– iyiniyet iddiasında bulunamayacağı– (Gerekli dikkat ve özeni göstermeden kaydında haciz şerhi bulunan trafik siciline kayıtlı aracı, –noterde yapılan sözleşme ile– satın alan üçüncü kişinin, iyiniyet iddiasında bulunamıyacağı (ve haczin kaldırılmasını isteyemeyeceği)–
Hakkında iflas kararı verilmiş olan borçlunun, hissedar olduğu taşınmazdaki hissesini diğer paydaşa satmayı vaad etmesinin –lehine vaadde bulunulan diğer paydaşın iyiniyetli sayılması hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden– İİK 280/I uyarınca iptale tâbi olacağı–
Sicile güven ilkesi gereğince sicilinde haciz şerhi bulunmayan –fakat, borçlu iken fiilen haczedilip, borçluya yediemin olarak bırakılmış olan– aracı, borçludan –noterde yapılan resmi senetle– satın alan üçüncü kişinin, «iyiniyetli» sayılacağı ve aracın mülkiyetini kazanacağı–
Bankaların -kredi sözleşmelerinde yer alan özel hükümler nedeniyle- kredi faiz oranlarını günün koşullarını dikkate alarak tek taraflı olarak belirleme (değiştirme) yetkisine sahip olmalarının BK’nun 19 ve 20. (şimdi; TBK.'nun 26 ve 27.) maddelerine aykırılık teşkil etmediği ancak bir «güven kurumu» olduklarından, bu yetkilerini MK’nun 2. maddesi çerçevesinde «dürüstlük kuralları»na göre kullanmaları gerekeceği–