Davalı-davacı kadının kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı ve davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiğinden, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı-davacı kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre erkeğin emekli olduğu, adına kayıtlı birden fazla taşınmazı, kira gelirleri ve şirket ortaklıklarının bulunduğu, kadının ise emekli olduğu ve adına kayıtlı taşınmazları ve kira gelirinin bulunduğu anlaşılmakta ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine yönelik araştırma yeterli olmayıp mahkemece yeniden tarafların emekli aylıklarının ne kadar olduğu, başka bir işte çalışıp çalışmadıkları, sahip oldukları taşınmazların değerleri ve varsa kira gelirlerinin kapsamlı olarak araştırılıp değerlendirilerek kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerektiği-
Kadının tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebi hakkında "usulüne uygun ileri sürülmediğinden karar verilmesine yer olmadığına" karar verileceği-
Kadına kusur olarak yüklenilen eşine hakaret vakıasının dava tarihinden 7-8 ay öncesine ait olduğu, bu eylemden sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu vakıanın erkek tarafından affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemeyeceği- Kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmadığı-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
İlk derece mahkemesinin kararına karşı nafakaların ve tazminatların miktarına yönelik istinaf talebi bulunmadığından, istinaf edilmemiş bu yönlere ilişkin temyiz hakkı bulunmadığı- Bozma ilamı üzerine yeniden kurulan hükümde kadının karşı boşanma davası kabul edildiğine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren kadın yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru görülmediği-
Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına hükmedilirken hakkaniyet ilkesinin de dikkate alınması gerektiği-