Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata takdir edilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın, somut olayda; davacı-birleşen davalı eş yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 175. maddesinde yer alan yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde mahkemece davanın kabulüne ilişkin kurulan hükmün yeterli nitelikte inceleme ve araştırmayı kapsayıp kapsamadığı, buradan varılacak sonuca göre davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Yoksulluğa düşme hâlinin boşanma davası sırasındaki duruma göre belirlenmesi gerektiği; mahkemece kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığı, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespiti ile sonucuna göre yoksulluk nafakası konusunda bir kararın verilmesi gerektiği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesi ve bozma sonrası yapılan yargılamanın duruşmasındaki beyanı dikkate alındığında, mahkemece verilen ilk kararda tarafların boşanmasına ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği, buradan varılacak sonuca göre davanın esası hakkında hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği- Boşanmaya sebep olan olaylarda davacının mı yoksa davalının mı kusurlu olduğu, buradan varılacak sonuca göre davalı eş yararına manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davalı-karşı davacı vekilinin 17.02.2015 tarihli temyiz dilekçesi dikkate alındığında, mahkemece verilen ilk kararda “asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmasına” ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği, buradan varılacak sonuca göre tarafların boşanma davalarının esası hakkında yeniden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği-
Somut olayda taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde yoksulluk nafakasının arttırım oranının kararlaştırıldığı, duruşmada taraflarca protokolün onaylanması yönünde talepte bulunulduğu, hükümde protokolün onaylanmasına karar verildiği, protokolün bu maddesinin değiştirilmesine ve kaldırılmasına yönelik bir mahkeme kararı da bulunmadığına göre anlaşmalı boşanma protokolünün bu yönü ile geçerliliğini koruyacağı-
Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan maddi-manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikle değerlendirilmesiyle mümkün olduğu-
Davalı erkeğin ekonomik durum araştırmasından ve tanık beyanlarından erkeğin ticari taksisinin olduğu anlaşıldığından ve ayrıca dosya arasında bulunan sosyal inceleme raporunda davalı erkek ile yapılan görüşmede erkeğin İstanbul’da bulunan aile şirketinin Antalya şubesinde çalıştığı beyan edildiğinden, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın az olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekeceği-