İstek olmadığı halde davacı yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu–
Evliliğin boşanma sebebi ile sona ermesinden doğan dava haklarının, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı–
Davacının sahip olduğu malların (dairelerin, tarlanın, arsanın ve aracın) değerlerinin ve gelirlerinin araştırılarak, bu değer ve gelirlerin, davacıyı yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği–
Boşanmaya neden olan olaylarda eşini döven, başkası ile ilişki iddiasında bulunan, birlik görevlerini yerine getirmeyen davalının tamamen kusurlu olduğu, davacının onu yoksulluktan kurtaracak derecede sürekli işi ve geliri olduğu da kanıtlanamamış olduğundan, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları oluştuğundan davacı lehine uygun yoksulluk nafakası hükmolunması gerekeceği–
Tam kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği–
Boşanmaya neden olan olaylarda «eşit kusurlu» olan -ve boşanma ile birlikte yoksulluğa düşen- eş lehine de yoksulluk nafakasına hükmedilebileceği–
Daha ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği–
Lehine yoksulluk nafakası takdir edilen kişinin evlenmesi halinde bu nafakanın evlenme tarihi itibariyle kendiliğinden kalkacağı–
Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra ileri sürülen yoksulluk nafakası talebinin ayrı bir dava konusu olup, ayrıca başvurma ve peşin nisbi harca tâbi olacağı–