Davacı tanık ifadelerinden, davalı kocanın eşine sürekli hakaret ettiği, onu başka bir kadınla aldattığı, ona bıçak çektiği, eşini ve eşinin ailesini tehdit ederek davacıyı baba evine gönderdiği anlaşıldığından, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu- TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadının kendisi için uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- Davalı kocanın kusurlu davranışları karşısında, davacı kadın ayrı yaşamada haklı olup; TMK. mad. 197 gereğince davalı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma davalarında hakimin tarafların ikrarı ile bağlı olmadığı, davalı kadının duruşmaya gelir, sorulan sorulara cevap vermemesi halinde başka bir erkekle olan ilişkisini kabul edeceği belirtilerek, isticvap davetiyesi çıkarılmasının usul hükümlerine aykırılık teşkil ettiği-
Boşanma davasının açıldığı tarihten sonra gerçekleşen olayların eldeki boşanma davasında dikkate alınamayacağı-
Taraflar arasındaki boşanma davası devam ederken davacı- davalının sadakatsiz davranışlarının, görülmekte olan boşanma davasında dikkate alınamayacağı-
Evliliğin yokluğunun tespitine ilişkin davaya "Aile Mahkemesi" sıfatıyla bakılması gerekeceği-
Terk edilen eşin diğerini kurallara uygun olarak ortak konuta çağırmakla yükümlü olduğu, bu itibarla kanunda gösterilen (TMK.md.164) sürelerin başında tarafların kanuni koşullara uygun ortak konutunun olmadığı anlaşıldığından ihtarın geçersiz olduğu-
Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın davalı kadın eş yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Kadının ayrı yaşamakta ve nafaka talebinde haklı olduğu, bir başka kadınla ilişkisi sebebiyle kocanın eşiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, davacı (kadın) ve çocukları için Türk Medeni Kanununun 197'nci maddesi gereğince uygun miktarda tedbir nafakası tayin ve takdiri gerekeceği-
Tedbir nafakası niteliği itibarı ile her zaman istenebileceğinden, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, müşterek çocuk için ergin olduğu tarihe kadar, davalı kadın için ise ret kararının kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacının, talebinin salt “ayrı yaşamada haklılık” iddiası olarak algılanıp, birlikte yaşadıklarından bahisle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Fiilen davacı anne yanında bulunan müşterek çocuklar için başkaca bir koşul aranmaksızın, davalı babanın katkıda bulunmasının zorunlu olduğu-