Davalının sürekli olarak eşine ağır sözlerle hakaret ettiği, davacının da evlilik süresince geçerli olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı olaylarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu mevcut ve sabit olup, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunun mümkün görülmemesinden dolayı boşanmaya karar verilmesinin gerektiği- 
Müşterek çocuk yaşı gereği anne bakım ve ilgisine muhtaç olduğundan, anne yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikenin varlığı da ispat edilemediği halde velayetin babaya bırakılmasının isabetsiz olduğu- Boşanma veya ayrılık davası açıldığında hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu- Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği- Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu ve hakim görevi gereği bu durumu kendiliğinden dikkate almasının gerektiği- Mahkemece velayeti temyiz edene tevdi edilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu- 
Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun mik­tarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açıldığında hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu- Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği- 
Boşanma veya ayrılık davası açıldığında hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu- Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği- 
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanma davası açılınca hâkim davanın devamı süresince gerekli olan çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olup; (TMK.m.185/2) tarafların müşterek çocuğu için dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmemesinin doğru görülmediği-
Hakimin, boşanma davasının devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorunda olduğu- Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin gerektiği- 
Her davanın açıldığı tarihteki hukuki ve maddi olgulara göre sonuçlandırılması gerektiği ilkesi gereğince, boşanma davasından sonra tanık beyanıyla beliren olgunun kadının kusurunun belirlenmesinde değerlendirilemeyeceği ve dolayısıyla hükme esas alınamayacağı- Dava tarihinden sonra sadakat yükümlülüğünün ihlali (MK. mad. 185/III) halinde ise, yeni bir davanın konusunu teşkil edeceği-
Davacı kadının sık sık evi terketmesi nedeni ile kusurlu kabul edilmesinin, açtığı boşanma davasında TMK. mad. 169'a göre önlem alınmasına engel oluşturmayacağı- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-