Meydana gelen bir kaza sonucunda müşterek çocukların ölmesinin, davacıda olduğu gibi davalıda da derin üzüntü yaratmış olduğu, karı-kocanın kötü günleri de birlikte karşılamak zorunda olduğu ve bu olayın müşterek hayatın devamına imkan bırakmayacak biçimde evlilik birliğini temelinden sarsmış olduğunu kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Karı koca arasında mevcut olan mal ayrılığı rejiminin, karı koca arasında Borçlar Kanunu kapsamında akdi ilişki kurulmasını önlemeyeceği- (Eşlerden birisi adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın, gerçekte diğer eşin de katkısı ile satın alınmış olması halinde, katkı oranına göre katkıda bulunmuş olan eş lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği; davacının, taşınmazın belli bir payının kendi adına tescilini isteyemeyeceği)–