Dava dilekçesindeki beyan yoksulluk nafakası yönünden feragat niteliğindedir; anak tedbir nafakası yönünden ise; eşlerin yasal yükümlülükleri (TMK. md. 185, 186) evlilik süresince devam edeceğinden dava dilekçesindeki beyanın geleceğe yönelik de etkili olacağı kabul edilemeyeceğinden davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tedbir nafakasına ise talep tarihinden itibaren hükmedilmesinin gerekeceği-
Davalı koca lehine tedbir nafakasına hükmedilmesini gerektiren şartlar sonucu olayda bulunmadığı anlaşıldığından yerel mahkeme hükmünün bu sebepten bozulmasına karar verildiği-
Eşlerin evlilik birliği süresince (boşanma kararı verilip kesinleşinceye kadar evlilik birliğinin devam ettiği) birbirlerine sadık kalma yükümlülüğü içinde oldukları-
Eşinin sadakatinden kuşkulanan erkeğin, ortak konuta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemeyeceği ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamayacağı-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği bu sebeplerden davalı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği - TMK m.185/3 uyarınca eşlerin sadakat yükümlülüğünün evlilik süresince devam edeceği, somut olayda davacı kocanın boşanma davası açılmasından sonra güven sarsıcı davranışlar içerisinde bulunarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu durumda davacı kocanın daha ağır kusurlu bulunduğu-
Eşler evliliğin devamı süresince birbirine sadık kalmak zorunda olup, davalı-davacı kocanın da yargılama sırasında başka bir kadınla ilişki içerisinde olduğu anlaşıldığından davacı-davalı kadının davasının kabulünün gerekceği-Dosya kapsamından davalı-
Boşanma (veya ayrılık) davası açılması üzerine, hakimin dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kendiliğinden herhangi bir işi ve geliri bulunmayan davalı kadın yararına -MK. 185/III ve 186/III uyarınca- uygun miktarda tedbir nafakası hükmetmesi gerekeceği–
Taraflar arasında yapılan boşanma ve fer'i sonuçlarına ilişkin protokolün hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olamayacağı-
Henüz ergenlik yaşına erişmeden önce davalı tarafından alıkonularak ırzına geçilmiş olan davacının, davalının haksız eylemi sonucu uygun bir evlilik yapabilme şansının azalcağı kabul edilse bile, bu durumun maddi anlamda kazanç kaybı nedeni olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının varsayıma dayalı destekten yoksunluk niteliğindeki maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekeceği–
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korumasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden olmak zorunda olacağı–