Davacı kadının annesinin bakımı için devletçe verilen para, annesinin geçimi için verilmekte olup, davacının geliri bulunmadığından davacı kadın için uygun miktar yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-
Taraflar arasındaki boşanma davasında, davalı-davacı kadının yukarıda 1. bentte açıklandığı gibi, boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu bulunmasına ve ev hanımı olarak boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin de gerçekleşmiş olması karşısında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekeceği- Davanın devamı süresince, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın için hükmün kesinleşmesine, yanında bulunan müşterek çocuk için dava tarihinden, ergin olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Onanan mahkeme kararı hakkında davalı koca karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Davacı kadının boşanma hükmü kesinleşmeden bir başka erkekle evlilik dışı olarak birlikte yaşadığı ve bu beraberlikten de bir çocuğunun olduğu iddiası Cumhuriyet Başsavcılığının hazırlık sayılı soruşturma dosyasında mevcut davacı kadının kollukta alınan imzalı beyanı ile ciddiyet kazanmış olup; davalı kocanın karar düzeltme talebinin bu nedenle kabulü gerekeceği-
Sadakatsizlik nedeniyle kişilik hakları zarar gören eşin boşanma davası olmaksızın tazminat isteyebileceği-
Eşlerin sadakat yükümlülüğünün birliğin sona ermesine kadar devam edeceği; dava açıldıktan sonra da sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eşin kusurlu kabul edilmesinin gerekeceği-
Eşlerin sadakat yükümlülüğü evlilik birliği süresince geçerlidir ve boşanma yönünde oluşan karar kesin hüküm halini alıncaya kadar bu yükümlülüğün devam edeceği ve ortaya çıkan bu yeni hadisenin, kadının davasının sonucunu ve tarafların kusur durumları ile boşanmanın fer'i sonuçlarını etkileyeceği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kocanın tamamen kusurlu bulunduğu, davalının bir kusurunun kanıtlanamadığı, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları oluşmadıkça davalının davayı kabul beyanının sonuç doğurmayacağı-
Toplanan delillerden; davacı-davalı kadının Türk Medeni Kanunu’nun 185. maddesinde belirtilen sadakat yükümlüğüne aykırı olarak güven sarsıcı davranışlar içine girmesine karşılık; davalı-davacı kocanın da davacı-davalı eşini tehdit ettiğinin ve ortak konutun anahtarını değiştirdiğinin ve eve gelmemesini söylemek suretiyle eşini ortak konuttan kovduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olmakla birlikte buna her iki tarafın eşit kusurlu davranışlarının neden olduğunun kabulünün gerekeceği-
Temyiz dilekçesine ekli fotoğraflar ve düğün tarihine ilişkin internet çıktısına göre, davacı kocanın bir başkasıyla fiili olarak evlenmek için düğün yaptığı iddia edilip; eşlerin sadakat yükümlülükleri (TMK. md. 185/3) evliliğin sona ermesine kadar devam edeceğinden davalının temyiz dilekçesine eklediği belgelere göre sadakatsizlik iddiasının ciddi olduğu ve olayın dava açılmasından sonra gerçekleşmesinin bu yöndeki ciddi delillerle güçlendirilmiş olan iddianın incelenmesini engellemeyeceği-