Alacak yönünden, davadan önce yapılan ödeme nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, yapılan ödeme nazara alınmaksızın, takibe konu alacağı tamamı üzerinden itirazın kaldırılmasına ve inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK.nun 269/1 maddesi göndermesi ile Borçlar Kanunu’nun 260.maddesi gereğince, 30 günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden, alacaklının icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunamayacağı-
Otuz günlük ödeme süresi dolmadan alacaklı-kiralayanın icra mahkemesine başvurup “tahliye” isteminde bulunamayacağı-
Davalının tahliyesine karar verilmiş ise de, esasen yargılama sırasında davalı ağır hapis cezasına mahkum edildiği, halen cezaevinde bulunduğu, yargılama sırasında davalı borçluya vasi tayin edildiği, dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine karar verildiği ancak vasiye duruşma gününün tebliğ edilmemiş olduğu anlaşıldığından öncelikle vasiye davanın bildirilmesi ve vasi huzurunda davaya devam edilmesi gerekeceği-
Alacaklı-kiralayanın “noterlikçe tanzim edilmiş veya tasdik edilmiş ya da imzası ikrar edilmiş” bir kira sözleşmesine dayanmaması ve kira ilişkisinin varlığının kiracı tarafından inkar edilmiş olması halinde icra mahkemesince imza incelemesi yaptırılamayacağı, uyuşmazlığın çözümlenmesinin yargılamayı gerektireceği, bu nedenle “itirazın kaldırılması” talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın davalılar vekilinin itirazı üzerine itirazın iptali için Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığı anlaşıldığından, itirazın iptali davası açıldığına göre mahkemece itirazın iptali davasının bekletici mesele yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı-kiralayanın “dava dilekçesi”nde “takip dosyasındaki alacağında tahsilini” istemiş olmasının, “itirazın kaldırılması” isteği olarak değerlendirilmesi gerekeceği-