12. HD. 04.10.2023 T. E: 5892, K: 5673
İcra takibinde "Haciz ve Tahliye" talep edilmişse de, takibe itiraz üzerine açılan davada sadece "mecurun tahliyesinin" talep edilmesi durumunda, "itirazın kaldırılması talep edilmeden yalnızca tahliye talep edilemeyeceğinden" ve "itirazın kaldırılmasının ıslah yoluyla da talep edilmesinin mümkün olmadığından" davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Alacaklının tahliye isteminden hareketle borçlunun itirazının kaldırılmasını da istemiş olduğunun farz edilemeyeceği-
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583'de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Covid-19 salgını nedeniyle mücbir sebebin gerçekleşmiş sayılıp sayılmayacağının ve takibe konu aylar (2020 Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları) itibariyle kira ilişkisine etkilerinin icra hukuk mahkemesince incelenemeyeceği-Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf yargılamayı gerektirdiği, mücbir sebebe ilişkin maddeleri değerlendirildiğinde takip konusu kira sözleşmesinin, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı, icra mahkemesince itirazın kaldırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
HMK.'nun 20. maddesi gereğince, mahkemece verilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı verildiği anda kesin ise, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği hususuna hükümde yer verilmesi gerekeceği, somut olayda, verilen yetkisizlik kararının ise verildiği anda kesin olan yetkisizlik kararlarından olmadığının görüldüğü, bu halde, ilk derece mahkemesince hükmün (2) nolu bendinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşir ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurması halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, anılan madde gözden kaçırılarak, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Alacaklı tarafından adi kiraya ve hasılat kiralarına ait örnek 13 no'lu ilamsız takipte itirazın kaldırılması, tahliye ve icra inkar tazminatı istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, bozma üzerine İlk Derece Mahkemesince yüze karşı verilen kısa kararda, itirazın kaldırılması talebinin kabulüyle 41.021,68 TL alacağa yapılan itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda itirazın kaldırılması talebinin kabulüyle 41.021,68 TL alacağa yapılan itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, davalının kiralanandan tahliyesine ve ayrıca asıl alacağın %20'nin hesaplanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kabul edilmeyen kısmın %20'sinin hesaplanarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği, bu durumda, İlk Derece Mahkemesince yapılacak işin, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Takibe dayanak kira sözleşmesindeki imzalar açık ve kesin olarak reddedilmediğinden, kira sözleşmesinin varlığı ve içeriğinin sözleşmenin özel şartlarına göre belirlenen kira alacağının takip hukuku bakımından kesinleştiği- Kira sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, kiralanan taşınmazın kiracılara teslim edilmediği itirazı karşısında alacağın varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiğinin ileri sürülemeyeceği- Kira sözleşmesinde kiralanan taşınmazın kiracılara teslim edilmediğine dair bir hüküm bulunmadığına göre, kiracı borçluların "kiralananın kendilerine teslim edilmediği" iddiasını İİK 269/c- 1 uyarınca yazılı belgelerle kanıtlamak zorunda olduğu- Borçluların itirazlarını bu nitelikteki belgelerle ispat edip edemeyeceğini incelemek ve sonuca varmak icra mahkemesinin yetkisi ve görevi içerisinde olduğundan, alacaklının itirazın kaldırılmasını istemesinde yargılamayı gerektir bir durum bulunmadığı- İspat yükü ters çevrilerek alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "TBK 301 uyarınca, borçlular itirazında kiralananın teslim edilmediğini bildirdiğinden bu konu tartışmalı olduğuna göre kira sözleşmesinin delil olmayıp, yazılı delil başlangıcı olabileceği, icra mahkemesinin dar yetkili olup, çekişmeli hususlarda yargılama yaparak karar veremeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Alacaklı tarafından başlatılan tahliye talepli ilamsız icra takibinde, takip talebinde gecikme cezasının tahsilinin istenip istenmediği, buradan varılacak sonuca göre icra mahkemesince gecikme cezası yönünden itirazın kaldırılmasının gerekip gerekmediği- Bozma kararı kapsamı dışında kalan tahliye isteminin reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği ve direnmeye konu edilen gecikme cezası miktarı temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
Kira sözleşmesinde kira bedelinin yabancı para olan EURO olarak ödenmesi kararlaştırıldığından bunun tahsiline yönelik takibe itirazın kaldırılmasına karar verilerek icra inkar tazminatının ise Türk parası cinsinden belirlenmesi gerektiği-
Alacaklının kira tespit davası açmak üzere borçluya gönderdiği ihtarnamedeki “ödenmekte olan” tabirinin aylık kira bedelinin "1.250TL" olduğunun kabul edildiği anlamına gelmeyeceği- Söz konusu ihtarnamenin, aylık kiraya itirazın ispatı için İİK. 269/c'de yazılı olan belgeler niteliğinde olmadığı- İhtarnamede takip talebinde istenen kira farklarına ilişkin kira döneminden sonraki kira dönemi için aylık kiranın "10.000TL+kira stopajı" olarak ödenmesi, aksi takdirde kira bedelinin artırılması için dava açılacağının ihtar edilmesinden, aylık kira bedelinin 1250TL olduğu anlamının da çıkarılamayacağı- Borçlunun örnek 13 ödeme emrine karşı 7 gün içinde icra dairesine kira akdi dışında aylık kiranın 1.250TL olduğu ve bu miktarda ödeme yaptığı için borcu olmadığı itirazında bulunduğu, 30 günlük ödeme süresi içinde icra dairesine bir ödeme yapmadığı ve İİK. 269/c 'deki belgelerle itirazını ispatlayamadığı anlaşıldığından, kira sözleşmesindeki artırım oranına uygun kira borcunu ödemeyen borçlu temerrüde düştüğünden mahkemece itirazın kaldırılması ve tahliyeye karar verilmesi gerektiği- "Borçlu tarafından İİK’nın 269/c maddesinde düzenlenen kira borcunun sair bir sebeple istenemeyeceği hükmüne göre, noter ihtarnamesi ile aylık kira bedelinin 1.250TL olduğu ispatlandığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-