Borçlu tarafından süresi içinde yetkiye, borca ve faize itiraz edildiği, çekin keşide yerinde İstanbul yazılı olması sebebiyle takibin yetkili yerde başlatıldığı, borca itiraz konusunda İİK'nın 169/a maddesinde sayılı belgelerle borcun olmadığının ispatlanamadığı, mahkeme dosyasında alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre talep edilen faiz miktarı ve oranının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin münhasır olmayan yetki sözleşmesi olması ve borçluların ikametgahları ile takip dayanağı bononun düzenleme yerinin Ankara olması nedeniyle borçluların yetki itirazlarının yerinde olmadığı, İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borçluların ödeme iddialarını takip konusu senede atıf yapan bir ödeme belgesi ile ispatlayamadıkları ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesabın doğru olduğu gerekçeleri ile borçluların istinaf başvurularının esastan reddine hükmedilmesinin isabetli olduğu-
Yasada yetki hususunun en geç Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği açıkça görüldüğünden, yetki hususunu inceleyen Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı özellikle HMK.'nin 362/1-c madde hükmü de gözetildiğinde, 'temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı' sonucuna varılması gerekeceği-
İİK.'nin 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK.'nin 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi ve taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurmaması sonucu, kararın kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak 'dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini' talep etmesi gerekeceği- Aksi takdirde, bu mahkemece 'davanın açılmamış sayılmasına' karar verileceği- Aynı kuralın, takip hukukunda da geçerli olduğu-
Takip dayanağı çeklerdeki keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu yerin İstanbul olduğu gerekçesiyle davacının yetki itirazının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İcra ve İflas Kanunu'nun 50/1. maddesine göre para ve teminat borçlularına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesinin HMK'nın 447/2 . maddesi atfı ile HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile uygulanmak suretiyle belirleneceği- Takip dayanağı olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olduğu, buna göre; çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca İİK'nın 50/1 maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
İcra Mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyasının yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ödeme emrinin iptali gerekeceği- Alacaklı vekilinin ................ tarihinde yapmış olduğu gönderme talebi geçerli olup HMK 20. maddesinde belirtilen iki haftalık sürenin geçirilmesi söz konusu olmamakla birlikte, icra müdürlüğünce karar kesinleştikten sonraki gönderme talebine ilişkin olarak gerekli masrafların alacaklı vekilince karşılanması şeklinde karar alınması yeterli olmayıp usulüne uygun ihtar yapılması gerektiği nitekim icra müdürlüğünün .............. tarihli tensip zaptında masrafın miktarının ve yatırılmaz ise sonuçlarının belirtilmediği, ayrıca işbu tensip zaptına ilişkin olarak alacaklıya bir bildirimde bulunulmadığı dolayısı ile bu ihtar yapılmadığı için gönderme talebinin yerine getirilmesi için ................ tarihinde yatırılan masrafın da süresinde olduğunun kabulü gerekeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesi’nce; istinaf isteminin esasının incelenmesi gerekirken kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK’nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılacağı ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda re'sen karar verileceği-