İcra Mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden önce alacaklının dosyanın yetkili yere gönderilmesi talebinde bulunması geçerli olmakla birlikte yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyasının yetkili yere gönderilemeyeceği, gönderilmesi halinde ödeme emrinin iptali gerekeceği- Alacaklı vekilinin ................ tarihinde yapmış olduğu gönderme talebi geçerli olup HMK 20. maddesinde belirtilen iki haftalık sürenin geçirilmesi söz konusu olmamakla birlikte, icra müdürlüğünce karar kesinleştikten sonraki gönderme talebine ilişkin olarak gerekli masrafların alacaklı vekilince karşılanması şeklinde karar alınması yeterli olmayıp usulüne uygun ihtar yapılması gerektiği nitekim icra müdürlüğünün .............. tarihli tensip zaptında masrafın miktarının ve yatırılmaz ise sonuçlarının belirtilmediği, ayrıca işbu tensip zaptına ilişkin olarak alacaklıya bir bildirimde bulunulmadığı dolayısı ile bu ihtar yapılmadığı için gönderme talebinin yerine getirilmesi için ................ tarihinde yatırılan masrafın da süresinde olduğunun kabulü gerekeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesi’nce; istinaf isteminin esasının incelenmesi gerekirken kamu düzeni ile ilgili olan HMK'nun 20. maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK'nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesi ile icra takipleri hakkında da uygulanması gereken, HMK’nun 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılacağı ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda re'sen karar verileceği-
12. HD. 01.11.2022 T. E: 2294, K: 11317
HMK.'nin 20. maddesi gereğince; görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekeceği; aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
Davacının, dava dışı ... Ltd. Şti.' nin asıl borçlu, davalının müteselsil kefil olduğu 29.03.2017 ve 27.09.2017 tarihli genel kredi sözleşmelerine istinaden davalı kefil hakkında başlatılan takiple ilgili olarak itirazın iptali isteminde bulunduğu, kefaletin fer'iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK' nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı müteselsil kefil tacir olmasa bile müteselsili kefili bağlayacak ise de dava konusu sözleşmelerdeki yetki şartında parantez içinde \"tacir olmayan gerçek kişi olanlar hariç olmak üzere\" ibaresine yer verilmekle davalı gerçek kişinin tacir olmaması halinde yetki sözleşmesi dışında tutulduğunun açık olduğu, ticaret sicil kayıtlarına göre 03.07.2017 tarihli genel kurul kararıyla davalının asıl borçlu şirketteki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, bu tarihten önce şirketin üç ortağından biri olduğu, ilk sözleşme tarihinde ortak ise de sonrasında ortaklık sıfatının kalmadığı, davacı tarafça, davalının tacir gibi hareket ettiği başkaca delillerle iddia ve ispat edilmediği, davalı tacir olarak kabul edilmeyerek sözleşmedeki yetki hükmünden ayrık tutulduğundan ilk derece mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı-
Bonolarda düzenleyen ve lehtar şirketler tacir sıfatını haiz bulunduklarından HMK 17 gereğince yetki sözleşmesinin geçerli olduğu ve yetki sözleşmesi tarafların külli ve cüz’i haleflerini de bağlayacağından, lehtarın cirosu ile takip alacaklısı bankaya geçen bonoya dayalı takibin yetki kaydındaki yerde yapılmasının usule uygun olduğu-
Takibe dayanak genel kredi sözleşmesinde düzenlenen yetki anlaşmasının, kredi kullanan şirketin ortağı olan borçluları, TTK’nun 12/1. maddesi gereğince tacir olmaları nedeniyle bağladığının kabulü gerekeceği-
Borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararının olduğu- Takibe dayanak genel kredi sözleşmesinde düzenlenen yetki anlaşmasının, borçlunun 12/1. maddesi gereğince tacir olması nedeniyle bağladığının kabulü ile bu borçlu yönünden alacaklının itirazın kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-