Takip dosyasında yapılan kısmi ödemelere ilişkin hesaplanmada, TBK. mad.100 (BK. mad. 84) hükmünde yer alan, faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun, yaptığı kısmi ödemenin alacaklı tarafından öncelikle faize ve masraflara mahsup edebileceği şeklindeki amir hüküm gözetilmeden ödemelerin doğrudan belirlenen alacak kalemlerine mahsubunun kanuna aykırı olduğu-
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını duyurmasının, iptal edilen yasanın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğinde olduğu- Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulmasının, Anayasa'ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyeceği- 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma davalarında borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
Takip dayanağı ilamda borçluların sorumlu olduğu miktarlar ayrı ayrı gösterilmediğinden ve müteselsil sorumlu oldukları belirtilmediğinden borçluların, ilamda yazılı miktardan eşit oranda sorumlu olacakları-
Temyiz kararın icrasını durdurmayacağı, yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği- Menfi tespit konulu ise kesinleşmeden takibe konulamayacağı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için yine kesinleşme şartının aranacağı-
Teminat mektubunun sadece "iadesine" yönelik hüküm içeren ilama dayanarak teminat mektubu bedelinin tahsili yönünden takip yapılamayacağı-
Her ne kadar, karar tarihinden önce .... Mahkemesi’nin ... tarih .... Esas ..... Karar sayılı kararı ile S.D. ve B.D.'nin mirası reddettikleri karara bağlanmış ise de, davalılara ... Mahkemesi’nin ... tarih ... Esas ... Karar sayılı kararı ... tarihinde tebliğ edildiği halde, mirası ret hususunda temyiz talepleri olmadığından haklarındaki hüküm ..... tarihinde kesinleştirilmiş olduğundan, borçlu S.D. yönünden dayanak ilam "dahili davalı" sıfatı ile kesinleştiğinden, aleyhine takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) gereğince gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- Mahkemece muhdesatın tesbitine karar verildiği, ilamda sicilde değişikliğe yol açan tescil hükmü bulunmadığı dolayısı ile ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
6100 sayılı HMK. Geçici mad. 3 gereğince uygulanması gereken HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) gereğince, gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- İlamda sicilde değişikliğe yol açan tescil hükmü bulunmadığı dolayısı ile ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının bozma ilamı düşürülen vekalet ücreti alacağı için yeni ilamın ibrazı halinde önceki dosyadan takibe devam olanağı bulunduğundan, açılmış olan ikinci takibin iptali gerektiği-
Anayasa'nın 11. maddesinde, Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesinin ise hakimlere her şeyden önce Anayasa'ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımış olduğu- Anayasa'nın 11. ve 138. maddeleri, hakime Anayasa'ya aykırılığı saptanmış yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermekte olduğu- İptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa'ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceği-