Takip dosyasında yapılan kısmi ödemelere ilişkin hesaplanmada, TBK. mad.100 (BK. mad. 84) hükmünde yer alan, faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun, yaptığı kısmi ödemenin alacaklı tarafından öncelikle faize ve masraflara mahsup edebileceği şeklindeki amir hüküm gözetilmeden ödemelerin doğrudan belirlenen alacak kalemlerine mahsubunun kanuna aykırı olduğu-
Aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takip konusu edilemeyecekleri; ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümlerin de aynı kurala tabi oldukları, ancak, boşanma ilamı kesinleştiği takdirde, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetilerek kesinleşmelerinin gerekli olmadığı- Tedbir nafakası yönünden takip yapılabilmesi için ise ilamın kesinleşmesi koşulu bulunmadığı- Boşanma ilamının ekinde hükmedilen manevi tazminat ve tedbir nafakası alacaklarının tahsili amacıyla, boşanma hükmü kesinleşmeden ilamlı icra takibi başlatıldığı durumda takibin tedbir nafakası yönünden devamına imkan kılacak şekilde manevi tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ise iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlamın hüküm kısmının aynen infazı zorunlu olup, dar yetkili icra mahkemesi yorum yoluyla hükmü değiştiremeyeceği- Somut olayda; icra takibinin dayanağı ilam, boşanma ilamının fer'isi olan maddi tazminata ilişkin olup, boşanma hükmü Yargıtayda onandığından kesinleşmiş ise de bu durumdan daha sonra bozmaya uyularak verilen hüküm, ''davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne 20000 TL maddi tazminatın hükmün kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine '' şeklinde oluşturulmuş olduğundan, tazminat hükmü kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
Temyiz kararın icrasını durdurmayacağı, yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği- Menfi tespit konulu ise kesinleşmeden takibe konulamayacağı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için yine kesinleşme şartının aranacağı-
Takip dayanağı ilamda borçluların sorumlu olduğu miktarlar ayrı ayrı gösterilmediğinden ve müteselsil sorumlu oldukları belirtilmediğinden borçluların, ilamda yazılı miktardan eşit oranda sorumlu olacakları-
Teminat mektubunun sadece "iadesine" yönelik hüküm içeren ilama dayanarak teminat mektubu bedelinin tahsili yönünden takip yapılamayacağı-
Her ne kadar, karar tarihinden önce .... Mahkemesi’nin ... tarih .... Esas ..... Karar sayılı kararı ile S.D. ve B.D.'nin mirası reddettikleri karara bağlanmış ise de, davalılara ... Mahkemesi’nin ... tarih ... Esas ... Karar sayılı kararı ... tarihinde tebliğ edildiği halde, mirası ret hususunda temyiz talepleri olmadığından haklarındaki hüküm ..... tarihinde kesinleştirilmiş olduğundan, borçlu S.D. yönünden dayanak ilam "dahili davalı" sıfatı ile kesinleştiğinden, aleyhine takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) gereğince gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- Mahkemece muhdesatın tesbitine karar verildiği, ilamda sicilde değişikliğe yol açan tescil hükmü bulunmadığı dolayısı ile ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
6100 sayılı HMK. Geçici mad. 3 gereğince uygulanması gereken HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) gereğince, gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- İlamda sicilde değişikliğe yol açan tescil hükmü bulunmadığı dolayısı ile ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının bozma ilamı düşürülen vekalet ücreti alacağı için yeni ilamın ibrazı halinde önceki dosyadan takibe devam olanağı bulunduğundan, açılmış olan ikinci takibin iptali gerektiği-