Aynı ilama dayanılarak aynı taraflar arasında başlatılan ilk takibin iptaline dair kararın bozulması üzerine verilen şikayetin reddi kararının kesinleşmesi ile şikayete konu takibin derdest takip haline geldiği ve bu durumda aynı ilama dayanılarak yapılan diğer takibinin usul ekonomisi ilkesi gereğince iptali gerektiği-
Menfi tespit davalarının kabul veya ret ayrımı yapılmaksızın ilamın fer'isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının da kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, itirazın iptali davası sonucu verilen kararda takibe kadar işlemiş faiz için karar verilmediği için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca %9 yasal faiz üzerinden hesaplama yapılmasının isabetli olduğu, ancak itirazın iptali davası sonucu hükmedilen icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti için henüz icra emri tebliğ edilmediğinden, bu kalemlerin yapılacak dosya hesabına dahil edilemeyeceği-
İİK. mad. 283/2 uyarınca alınan ilamda, faize ilişkin bir hüküm bulunmasa da, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği- Sadece kesinleşmeden icraya konulamayan ilamlarda, hüküm altına alınan alacak, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceğinden, faizin de kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği- Tasarrufun iptali kararlarının icrası için ise, kesinleşme gerekmediğinden, karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği- Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin borçlusu hakkında takibin devam etmesinin, tasarrufun iptali ilamına dayalı takipte faiz istenmesine engel olmadığı-
Tebligat yapılan adresle ilgisinin bulunmadığını, yanlış adrese tebligat yapıldığını ileri süren borçlunun şikayetinin duruşma açılarak görülmesi gerektiği-
Borçlunun, takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiasının, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
İşçi alacaklarına ilişkin takiplerde mahkemece "tarafların bildirdikleri bankalardan her bir hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde, mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması" gerekeceği-
HMK. mad. 367/1 gereğince temyizin kararın icrasını durdurmayacağı- Kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin ilamın tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında ve bunlara ilişkin sicil ve kayıtlarında bir değişiklik yaratmamakta sonuçları itibariyle ancak tarafların malvarlığını etkilemekte olduğundan takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği-
Alacaklının icra müdürlüğünce harcın hesaplanabilmesi için harca esas değer olarak TL. karşılığın gösterilmesinin, alacağın TL olarak talep edildiği sonucunu doğurmayacağı-
Açık bir onama hükmü bulunmasa da, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay'ca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, reddedilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı- Bozma nedeni dışındaki diğer bentler için ilam davalısının temyiz itirazları reddedildiğinden, bu alacaklar yönünden icra takibinin devamında bir usulsüzlük bulunmadığı-