Bilirkişi tarafından faiz başlangıcının, tavzih kararı ile düzeltilerek belirtilen tarihe göre hesaplanması gerekeceği–
Hükmün boşanmaya ilişkin kısmı kesinleştikten sonra ilamdaki maddi ve manevi tazminat ve yargılama giderleri için, -ilamın bu bölümü kesinleşmemiş olsa dahi- icra takibinde bulunulabileceği–
Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Kıdem tazminatı faizi hesaplanırken, -hakkın doğumundan itibaren birer yıllık dönemler itibariyle- piyasadaki bankaların fiili olarak verdikleri en yüksek faiz oranının göz önünde bulundurulması gerekeceği–
“İstihkak davasının kabulüne” ilişkin kararların, mülkiyetin tespiti ile ilgili olmaları nedeniyle 12.11.1979 T. 1/3 sayılı İç.Bir.K. uyarınca kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ancak “istihkak davasının reddine” ilişkin ilamlarda bir mülkiyet tespiti yapılmadığından bu ilamlardaki alacakların infaza konulması için ilamın kesinleşmesine gerek bulunmadığı-
‘Kesinleşmiş kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde’ 17.10.2001 tarihinden itibaren ‘kamu alacaklıları için öngörülen en yüksek faiz’in uygulanması gerekeceği (Anayasa mad. 46/son)–
Bütçe Kanunlarında yer alan faiz oranlarının Genel Bütçeye dahil dairelerle Katma Bütçeli İdarelerin ilama bağlı borçları hakkında uygulanacağı -2003, 2004 ve 2005 yılı Bütçe Kanunlarının Anayasa Mahkemesince iptal edildiği anımsanıp, iptal kararlarının yürürlüğe giriş tarihleri göz önünde bulundurularak- takip konusu ilamlardaki alacaklara uygulanacak faiz oranlarının belirlenmesi gerekeceği–
Mahkemece ‘örnek 7 ödeme emri’ yerine hataen ‘örnek 10 ödeme emri’ gönderildiğinin saptanması halinde, sadece ‘ödeme emrinin iptaline’ karar verilmesi gerekeceği, ayrıca ‘yetkisizlik kararı’ verilemeyeceği–
İİK. nun 82/1 maddesi dışındaki haczedilmezlik şikayetleri 7 günlük hak düşürücü süreye bağlı ise de doğrudan kamu düzenine ilişkin olduğundan –yürürlükten kalkmış olan- 506 s. Kanunun 121. maddesi ve 1479 s. Kanunun 67. maddesine ( ve bu hükümlerin yerini almış olan 5510 s. Kanunun 93. maddesine) dayanılarak ileri sürülen haczedilmezlik şikayetlerinin süreye bağlı olmadan ileri sürülebileceği-
Mahkeme kararında hükmedilen alacağa yürütülecek faizin temerrüt veya ticari temerrüt faizi (avans faizi) olduğu belirtilmeksizin karar verilmesi veya kanuni faiz (yasal faiz) uygulanması şeklinde karar verilmesi halinde, bundan anlaşılması gerekenin; 3095 sayılı kanunun 1. maddesinde belirtilen ‘kanuni (yasal) faiz’ olduğu, böyle bir durumda alacağın niteliğine bakılarak yorum yolu ile ‘ticari faiz’ uygulanamayacağı–