MK. 169 uyarınca hükmedilen nafakanın (tedbir nafakasının) boşanma kararının kesinleşmesi ile sona ereceği–
2005 yılı Bütçe Kanunun 37/e maddesi 5335 sayılı kanun ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, 1.1.2005 ile 1.5.2005 dönemine ait faiz oranlarının Bütçe Kanununda öngörülen %12 oranı dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekeceği–
Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Kiralanmış taşınmazın tahliyesi hakkındaki davada, taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından, tahliyeye ilişkin ilamın da kesinleşmeden takip konusu yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı–
Eş lehine mahkemece hükmedilmiş olan tedbir nafakasının, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona ereceği–
Mahkumiyet hükümleri kesinleşmedikçe icra olunamayacağından, bu kararın eklentisi olarak hükmolunacak tazminat, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de hüküm kesinleşmedikçe infaz olunamayacağı; ancak mahkumiyet hükmü kesinleştikten sonra müstakil olarak açılmış manevi tazminat davası sonucunda hükmedilen tazminatın icraya konulabilmesi için kesinleşmesine gerek bulunmadığı–
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–