Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız el atma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca "yasal faiz", kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği - İlamın infaz edilecek kısmının "hüküm bölümü" olduğu, diğer bir değişle dar yetkili icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemeyeceği, ilamın "hüküm bölümü"nün aynen infazı gerekeceği-
İlama aykırılık nedenine dayalı asıl alacağın ilamda yer almadığı, yargılama gideri alacağının fazla olduğu şeklindeki icra mahkemesine yapılan şikayetlerin süreye tabi olamayacağı-
Mahkemeye ibraz edilen onaysız ve ünvan değişikliğine ilişkin belgelerden hareketle alacaklı vekilinin vekalet ilişkisinin sona erdiği ve alacaklının hukuken varlığını yitirdiğine ilişkin iddiaların mahkemece yapılacak araştırma sonucu değerlendirilmesi gerekeceği,sadece bu belgelere dayanılarak karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
Alacaklı tarafın icra mahkemesine başvurusu üzerine talebi sonuç itibarıyle kısmen kabul edilmiş olduğundan ret edilen kısım dikkate alınarak borçlu lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi isabetsiz olduğu-
Kesin hüküm muhakeme yetkisine haiz mahkemelerin verdikleri ve kesinleşmiş kararlar bakımından söz konusu olduğundan bahisle Sayıştay'ın zimmet çıkaran kararının tarafları bağlamayacağı-