Mahkemece yapılacak işin, tarafların bildirdiği bankalardan hakkın doğduğu tarihten itibaren, birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının “sorulması” ve hakkın doğduğu tarihten itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarlarının bilirkişi raporu ile belirlenmesi şeklinde olacağı-
Gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümlerin kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek olmadığı, yani bu ilamların kesinleşmeden icraya konulabileceği-
Takibe konu ilamda “… aracın satış bedelinin -iade tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte- davacı tarafa ödenmesine, ayıplı otomobilin davalı tarafa iadesine…” karar verilmesine karşın, ilama ilişkin olarak, aracın teslimi gerçekleşmeden takip yapılmış olması ve takipte açıkça işlemiş faizi de içeren toplam alacak üzerinden faiz talep edilmesinin yasaya aykırı olduğu-
İlamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, eda hükmü içermeyen ilama yönelik yargılama giderleri dışındaki alacak kısmı yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlamın infazının takibe konulması ile başlayacağı, bu nedenle icra emrinde, ilamda hükmedilen alacaktan, yargılama aşamasında ödenen ve mahkemece infaz sırasında mahsup edilmesine karar verilen miktarın düşülerek, kalanının tahsilinin talep edilebileceği-
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu gereğince; ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene ait olduğundan, ilamda açıkça net alacağa hükmedilmemiş ise hükmedilen alacağın brüt olarak kabul edileceği ve alacaklının ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabileceği-
Takibin dayanağı olan ilam, Medeni Kanunun 227 ve devamı maddelerine dayalı mal rejimi tasfiyesi alacağına ilişkin olup, bu nevi ilamların, konu olarak anılan kanunun "Aile Hukuku" kitabında yer alsa da, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer'i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlar olduğu, bu nitelikleri itibariyle de mal rejimi, mal rejimi tasfiyesi alacağına ilişkin ilamlar ile bu ilamların feri niteliğindeki ilam vekalet ücretinin diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğu-