2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer alan "Nafakaya ilişkin icra takiplerinde nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden .... üçüncü kısım gereğince hesaplanacak ücretlere hükmolunur.” şeklindeki hüküm, 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde yer almadığından, takip tarihi itibariyle uygulanacak 2014 yılına ait Tarifenin 11/1. maddesi gereğince nafaka alacağının tamamı üzerinden vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği-
Menfi tespit konulu ilamın Kanun'da yer alan istisnai hükümler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı, menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartının aranması gerekeceği-
Takibin ilama dayanmadığı durumda takip borçlularının sorumlu oldukları borç miktarı belirtilmediyse tüm borçluların alacağın tamamından sorumlu olacağı- Takibin belirlenen miktar üzerinden devamına karar verildiği itirazın iptali ilamı, eda hükmünü içermeyip itirazla duran takibin devamını sağlayan bir karar niteliğinde olduğundan, bu kararda takip alacağının müşterek ve müteselsilen borçlulardan tahsili yönünde bir karar verilmemesinin, her iki takip borçlusunun takip alacağından 1/2 oranında (yarı yarıya) sorumlu olacağı sonucunu doğurmayacağı- Her bir takip borçlusunun takip borcunun tamamından sorumlu olduğu-
Taşınır mal haczinden kaynaklanan istihkak davasının kabulüne ilişkin icra mahkemesi ilamının (vekalet ücreti ve yargılama giderleri) kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceği-
Boşanma davasında verilen tedbir nafakasının, dava sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği-
Alacaklı tarafın, borçlunun, ............. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .......... E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını ve davanın derdest olduğunu ileri sürdüğü, bu davada; davalı alacaklı tarafından istemin reddinin talep edilmiş olması halinde açılan bu davanın zamanaşımını keseceği, o halde mahkemece, anılan menfi tespit dava dosyası celp edilip incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dayanak ilamda, "bir kısım işçi alacaklarının, bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle tahsiline" karar verildiği taraflardan, faiz oranlarının tespiti için banka isimlerini bildirmeleri istenilmiş ve bildirilen bankalar fiilen uyguladıkları en yüksek mevduat faiz oranlarını bildirmiş olup, işçi alacaklarına hükümde brüt olarak karar verilmiş olduğundan kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primleri düşülerek alacak miktarlarının nete dönüştürülmesi ilkesi doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, raporda borçlu tarafından dosyaya teminat olarak yatırılan ve kararın bozulması ile serbest kalan miktarın alacaklıya ödenmesine borçlu tarafından muvafakat edildiği halde, anılan ödeme tarihinin alacaklının parayı dosyadan tahsil ettiği tarih olarak esas alınmasının hatalı olduğu- Borçlunun şikayet baki kalmak kaydı ile ödemeye muvafakat etmesinin, paranın alacaklıya ödenmesini engeller bir kayıt olmadığı gibi kararın bozulmuş olması nedeniyle teminatın dosyada serbest kaldığı alacaklı tarafından da bilindiğinden, icra mahkemesince ödeme tarihinin, serbest kalan miktarın alacaklıya ödenmesine borçlu tarafından muvafakat edildiği tarih olan 08.05.2013 tarihi olarak kabulü doğrultusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği- Borçlu, 08.05.2013 tarihinde iadesi gereken tutarın tespitini ve icra emri ile muhtıranın iptalini talep etmişse de, bu konuda miktar yönünden bir rakam belirtmemiş olduğundan, şikayetin kabulü gerekirken, kısmen kabul kararı verilerek sonuçta da borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve borçlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin tamamının alacaklıdan tahsili gerekirken paylaştırılarak, bir kısmının borçlu üzerinde bırakılmasının usule aykırı olduğu-
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını duyurması, iptal edilen Yasa'nın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğinde olduğu- Olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı- 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği-
Menfi tespit hakkındaki hüküm kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümünün ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemeyeceği-
Gecikme zammının oranı ve ödeme tarihi açık olarak yazılmadığından yerine aynen ''avans faizi'' sözlerinin yazılmasına karar verilmiş olmakla birlikte mahkemece avans faizi oranlarına ve bildirilen ödeme tarihlerine göre faiz hesabı yapılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken gecikme zammı oranları olarak bildirilen oranlarla sonuca giden bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-