Nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, düzenli olarak yapılması durumunda ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa da, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği-
Takip dayanağı ilam içeriği ile ilgili yasal düzenlemeler nazara alındığında, işverence işçiye ödenen ücretin ödenmesi sırasında, işçinin mükellefi olduğu gelir ve damga vergisi ile sigorta prim borçlarının, kaynaktan yatırılması kuralı gereğince, işverence ödemeler sırasında kesilerek ilgili kurumlara yatırılmasının zorunlu olduğu- İşverence eksik ödenen ücretin ilamla brüt olarak tespit edilmiş olması halinde de, ödeme hangi tarihte yapılması gerekiyor ise, o tarihte ödenecek miktarın matrah alınıp ve yine o tarihteki oranların uygulanacağı- İlamla belirlenen toplam alacak matrah alınmak suretiyle takibe konulduğu tarihteki oranlar üzerinden hesaplama yapılamayacağı-
Alacaklının ilamlı icra takibi yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını önlemek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceğinden bunun İİK mad. 32 hükmüne aykırılık teşkil ettiği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı ve Devlet organlarına gereksiz yere yoğunluk yaratılacağı-
Borçlu, tahliyesine karar verilen taşınmaz ile tahliye kararının infaz edildiği taşınmazın farklı yerler olduğunu ileri sürdüğüne göre, mahkemece; taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak ve gerektiğinde bilirkişi raporu da alınmak suretiyle, her iki taşınmazın aynı yer olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamın bölünerek ayrı ayrı takip yapılamayacağı- Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası sonunda, dava kısmen kabul edilerek alacağa ticari (reeskont) faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verildiği, Yargıtay 15. HD tarafından veilen ilam ile onandığı, icra müdürlüğü tarafından bakiye borcun tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesi için muhtıra çıkarıldığı, muhtıranın tebliği üzerine, borçlunun muhtıradaki bakiye borcun hatalı hesaplandığını iddia ederek iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile borç muhtırasının iptaline karar verildiği, ilgili kararın Yargıtay 12. HD. tarafından bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak bilirkişiye ek rapor hazırlatıldığı, ancak itirazın iptaline ilişkin ilamda alacağa ticari (reeskont) faiz yürütülmesine hükmedildiği halde hesaplanmada bu hususa riayet edilmediği anlaşıldığından, mahkemece ilama uygun olarak ticari (reeskont) faiz oranlarına göre faiz hesaplaması yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmeyeceği- Mahkemece, aynı alacak için alacaklı tarafından daha önce aynı ipotek için icra takibi yapıldığı ve takip talebinin reddedildiği, icra mahkemei ilamıyla da şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmış olup, icra mahkemesinin, takip talebinin reddine ilişkin karara yönelik şikayetin reddine dair verdiği karar kesinleşmeden ilamlı icra takibi yapılması haline mükerrer takipten söz edilemeyeceği, takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İtirazın kaldırılması ile ilgili kısa karara ilişkin duruşma tutanağının HMK. mad. 297 unsurlarını taşımadığı ve dolayısıyla itirazın kaldırılmasına dair ilam niteliğinde sayılamayacağı- Kısa karara dayalı haciz talebine binaen yapılan hacizlerin kaldırılmasına ve itirazın kaldırılmasında hükmedilen alacaklara dayalı olarak yapılan kapak hesabına dair şikayetlerin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu yanca infazı talep edilen mahkeme kararı, itirazın iptali isteminin reddine ilişkin olup, anılan kararın gerekçesinde geçerli bir hapis hakkının bulunmadığından bahsedilmesi bu takip dolayısıyla borçluya rehin konusu malın iadesini talep hakkı vermeyeceği, itirazın iptali isteminin reddine ilişkin ilam kesinleşse de, borçlunun anılan ilama dayalı olarak takibe konu menkulün iadesini isteyemeyeceği, iade için borçlunun ayrıca dava açması ve bu hususta karar alması gerekeceğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-