İlam asıl alacak yönünden eda hükmü içermediğinden, anılan ilamın yargılama gideri ve avukatlık ücretine ilişkin hükümleri dışında, ilamlı takibe konu edilmesi mümkün olmayıp, asıl alacak ve faizi yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Para borçlusunun ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmek suretiyle hisse senetleri teslim borçlusu aleyhine takip yapmasında kendi edimi yönünden temerrüdünü ortadan kaldıracağı için yasaya aykırılık bulunmadığı; kendi edimini yerine getiren taraf, karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyebileceği- Alacaklı şirketin ilamda hüküm altına alınan para borcunu icra dairesine depo ederek, bahse konu hisse senetlerinin kendisine teslimini isteme hakkının doğduğu nazara alınarak, mahkemece borçlunun takibin iptali isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Menfi tespit hükmü kurulan 10 adet çek ile tahsiline karar verilen bedel arasında bağlantı bulunduğu,  ilam bir bütün olup İİK. mad. 72/5 uyarınca kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
İcra dosyası aslında mevcut takip talebi ve icra emrinde; şikayet eden borçlu yönünden ilama uygun açıklamalar bulunmakta ise de; borçlunun temyiz dilekçesine eklediği ve kendisine tebliğ edildiğini beyan ettiği icra emri ile elektronik ortamdaki dosyadan çıktısı alınan icra emrinde, borçlunun sorumlu olduğu maddi tazminat faizinin başlangıç tarihine ilişkin açıklamaya yer verilmediği ve manevi tazminattan da sorumlu gösterildiği, bu haliyle icra emrinin şikayetçi borçlu bakımından ilama uygun olmadığı-
Takip dayanağı ilamda; hükme bağlanan maddi-manevi tazminat ve diğer alacakların ilamın fer'ileri niteliğinde olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile takibe konulabilir hale gelecekleri-
Beş adet ineğin kaydının iptali, adına tescil ve teslimi, on adet koyunun iadesi, olmadığı takdirde, bedellerinin tahsilinin ilişkin davanın kabulüne dair verilen kararın infazı için kesinleşmesi gerekmediği-
Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği ve itiraz üzerine hakem kararlarının icrasının duracağı-
Söz konusu alacak için davalı lehine hüküm kurulmadığından ve varsa maddi hatanın tavzihen düzeltilmesi sağlanmadıkça davalı tarafından vekalet ücreti alacağı için hükmün infazının mümkün olmadığı-
721 sayılı TMK. mad. 328/1 uyarınca babanın çocuğuna yükümlülüğünün reşit olmasıyla sona erdiği, dolayısıyla, küçüğün reşit olduğu tarihte hükmedilen iştirak nafakasının kanun gereği kendiliğinden sona ereceğinden, hükümde ayrıca belirtilmesine gerek olmadığı, küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, kendisinin yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği-
Takibe konu ilamda hükmedilen faiz başlangıç tarihi olarak yer alan "kesinti" sözcüğünün hüküm fıkrasından çıkartılarak "dava" sözcüğünün yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına şeklinde karar verilen karar düzeltme ilamı üzerine, "usul ekonomisi" gereği düzeltilerek onama ilamına dayanılarak takibe devam olanağı bulunduğundan, bu karar da göz önünde bulundurularak, mahkemece " dava " tarihinden itibaren işletilecek faiz miktarı bilirkişi marifeti ile belirlenip, gerektiğinde icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken " yargılama devam ederken takibe konu ilam hakkında düzeltilerek onama kararı verildiği gerekçesi ile karar verilmesine yer olamadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-