Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılması gerekeceği-
Borçlunun tebligat evrakını almaktan imtina etmesi üzerine ödeme emri tebliğ evrakı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1.maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildiğinden tebliğ işlemi bu haliyle usulüne uygun bulunduğu, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verileceği-
Tüzel kişiler adına ve sicildeki adrese gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Mahkemece, öncelikle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenip tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde işin esasının incelenmesinin, usulüne uygun olduğunun belirlenmesi durumunda ise istemin süreden reddinin gerekeceği-
Mahkemece, borçluların aynı zamanda usulsüz tebligat şikayetinde bulundukları ve ödeme emri tebligatından haberdar olduklarını beyan ettikleri tarihe göre şikayetin İİK'nun 16/1. maddesine göre süresinde olduğu kabul edilerek, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği’nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği, borçluya ödeme emrinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ edilmek istenildiğinin görüldüğünden, mahkemece borçlunun tüm delilleri değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesinden talebi, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olup, HMK'nın 26. maddesi gereğince hakimin tarafların talebi ile bağlı olduğu, buna rağmen talep aşılarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin anılan yasa hükmüne aykırı olduğu-
Somut olayda vekile yapılan tebligatın usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, bu sebeple borçlu asile yapılan tebligatın takibin kesinleşmesi ve devamıyla bir ilgisi bulunmayıp, sadece İİK'da düzenlenen ceza hükümlerinin uygulanabilmesi yönüyle geçerliliğinin olduğu, borçlu vekiline tebligat yapıldığına ve bu tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmediğine göre, borçlu asile yapılan tebligatın usulsüzlüğünün ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitinin istenmesinde bu aşamada hukuki yararın bulunmadığı-
İhalenin feshini isteyen borçlu A.S. adına çıkartılan satış ilânının, “Adrese gidildi. Adres geçici olarak kapalı. Adreste bulunan isim vermeyene soruldu. Alıcının geçici olarak işe gittiğini bildirmiş olup; tebliğ evrakı 7201 Sayılı Teb.kan.21.maddesine göre tebligat Kavaklı muhtarı E.B.'a teslim edildi. 2 nolu örnek muhatabın kapısına yapıştırılarak imzadan imtina eden isim vermeyen komşusuna haber verildi.” şerhi ile 22.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı tespit ve tevsik edilmeksizin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Adresin kapalı olduğunu tespit eden tebliğ memurunun, muhatabın, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini belirlemeden tebliğ işlemini tamamlayamayacağı, tebliğ tarihinin, usulsüz tebliğe muttali olunduğu tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-