Borçlu adına ödeme emri tebligatının işyeri adresine çıkartıldığı ve aynı adreste çalışan kişiye tebliğ edildiği, tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olan bu tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu-
Satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Borçlu kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliğ edilmesi gerektİği- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu (İİK. mad. 127)-
Borçluya yapılan bu tebligatta tebliğ memuru tarafından, beyanına başvurulan isim ve imzadan imtina eden komşunun ad ve soyadının belirtilmediği, haber bırakılan komşunun isminin, kim olduğunun, imzadan imtina edip etmediğinin tevsik edilmediği, bu haliyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Mahkemece, tebligat usulsüzlüğü ile ilgili bir inceleme yapmadan şikayetin süreden reddedildiği fakat öncelikle tebligat usulsüzlüğü şikayetinin incelenip tebligatın usulüne uygun olduğunun belirlenmesi durumunda istemin süreden reddi, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde ise tebliğ tarihinin tebligatı öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ve sürede olan şikayet ve itirazların esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Vekil ile yapılan işlerde tebligatın vekile yapılacağı-
Tebliğ belgesindeki kayıtların aksinin her türlü delille kanıtlanabileceği-
Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Borçluya yapılan yapılan satış ilanı tebliğ belgesinde, muhatabın işte olduğunu beyan eden komşunun isim ve soy isminin yazılı olmaması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerektiği-
İcra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerektiği, sadece borçlunun kendisine yapılan tebligatın bir vekille temsil edilmesi halinde doğru olmayıp, tebligatın borçlu vekiline yapılmak suretiyle takibe devam edileceği-
Borçlu şirket yapılan tebligat evrakı incelendiğinde şirket yetkilisinin tebliğ saatinde orada olup olmadığı hususunun araştırılmaması ve bu durumun tebligat mazbatasına tevsik edilmemesi nedeniyle tebliğ işleminin bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesinin gerekeceği-