Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu (7201 s. Teb. K. mad. 11, Avukatlık K. mad. 41 ve HMK. mad. 73, 81, 82, 83)- İİK'nun 169/a-1.maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanması gerekeceği-
Tebliğ işlemi, muhatabın adreste tevziat saatlerinde bulunmadığından komşusuna sorulduğu, muhatabın nerede olduğunu bilmediğinin beyan ve imzadan imtina edilmesi üzerine mahalle muhtarına teslim edilerek yapılmış ise de, Tebligat Kanunu'nun 21/1, Yönetmelik'in 30. maddesine göre muhatabın “adresten geçici ayrıldığı” nın anlaşılamadığı, kendisine sorulan komşu, muhatabın nerede olduğunu bilmediğini belirtmiş olup tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği tebliğ mazbatasında açıklanmadığından anılan tebligatın bu haliyle usulsüz olduğu-
İhalenin feshini talep eden borçlu yabancı uyruklu olduğundan, adrese dayalı kayıt sistemine ilişkin hükümlerin kendisi hakkında uygulanamayacağı ve ipotek akit tablosunda yazılı adresine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligatların yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı-
Şikayete konu takip dosyasındaki takip dayanağı icra emrinin önce borçluya daha sonra da borçlu vekiline tebliğ edildiği, borçlu vekilinin asile çıkartılan tebligatın iptalini istemekte -yasal sürelerin tebligatın vekile yapılması ile başlayacağından- hukuki yararının bulunmadığı-
Vekile tebliğ zorunluluğunun bulunmasının asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmayacağı, cezaların şahsiliği kuralı gereğince, icra suçları yönünden borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile de tebliğinin zorunlu olduğu, bu şikayetin ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, süresiz incelenebileceği-
Tebliğ memurunun, ödeme emrinin tebliğinde; imzadan imtina eden komşunun ad ve soyadını almadan sadece daire numarası yazmakla yetinmesi ve muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "dışarıda" şeklindeki kimden alındığı belli olmayan beyan ile yetinerek yaptığı tebliğin usulsüz olduğu-
Tebliğ memurunun ödeme emrinin tebliğinde; imzadan imtina eden komşunun ismini almadan ve muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "çarşıda" şeklinde matbu kaşe ile tebligat parçasını kaşeleyerek muhtara tebliğ ve fişi kapıya yapıştırması ile yaptığı tebliğin usulsüz olacağı ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ memurunun ödeme emrinin tebliğinde; imzadan imtina eden komşunun ad ve soyadını almadan, tebligat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğini araştırmadan yaptığı tebligatın usulsüz olacağı ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun tebliğ tarihi itibariyle adresin mernis adresi olmadığı iddiasıyla tebliğin usulsüzlüğünün ileri sürülmesi halinde, mahkemece borçluya ödeme emrinin tebliğinin yapıldığı tarih itibariyle tebligat adresinin adres kayıt sistemindeki adresi olup olmadığı da araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istenilen ödeme emri tebliğ işlemine dair tebliğ mazbatasında beyanda bulunan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilgi bulunmadığından, yapılan tebligatın usulsüz olduğu, usulsüzlüğü iddia edilen tebliğ işlemi yapılmadan önce, borçlunun, adresinde ihtiyati haczin infazı sırasında hazır olması nedeniyle icra takibini öğrenmiş olmasının, o tarihte mevcut olmayan ve usulsüzlüğü iddia edilen ödeme emri tebliğ işlemini öğrendiği sonucunu doğurmayacağından, borçlunun usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğini beyan ettiği tarihin öğrenme tarihi olarak kabulü gerekeceği-