Şirket yetkililerinin çarşıda olması sebebi ile ödeme emrinin daimi işçisinin imzasına tebliğ edildiği, evrak almaya yetkili kişilerin bulunup bulunmadığı tespit edildikten sonra bu hususun tebliğ evrakına şerh edildiği, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından da borçlu şirketin faaliyetinin tamamen değil, geçici olarak durdurulduğu bildirildiğine göre ödeme emrinin Tebligat Kanununun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesine uygun şekilde tebliğ edildiğinin kabulü ile usulsüz tebligat şikayetinin reddi gerekeceği-
Borçlunun kayın validesi ile birlikte oturduğu beyanının duruşma açılarak ve deliller toplanarak karar verileceği-
Borçlu vekili şikayetinde maddi vakıalara da dayanarak tebligatın usulsüzlüğünü öne sürdüğüne göre duruşma açılıp, ileri sürülen maddi vakıaların incelenmesinin zorunlu olduğu-
Borçlu şirkete yapılan ödeme emrinin “Şirket sahibi İstanbulda olduğundan şirket müdürü ... imzadan imtina ettiğinden TK 21. madde gereğince muhtara tebliğ edilerek muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırılmıştı " şeklinde tebliğ edilmiş olup, yapılan tebliğ işleminde ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılacağı-
Davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine kira alacağının tahsili ve tahliye amacıyla takibe geçildiği, takip talebinde borçlunun Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı, borçlunun adresi ise Merkez/Ankara olarak gösterilmiş olup, ödeme emrinin parti genel merkezine tebliğ edildiği, İlçe başkanlığı vekili tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine alacaklı yanca itirazın kaldırılması talepli dava dilekçesinin ilçe başkanlığı vekiline tebliğ edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Tebligat Kanunu’ndaki 6099 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrası, TK'nun 35. maddesi uyarınca gerçek kişilere bu maddeye göre tebligat yapılabilmesi için ilgilinin adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve daha önce usulüne uygun bir tebligatın da yapılmış olmasının zorunlu olduğu, borçluya yapılan tebligatın bu haliyle usule uygun olduğu-
Tebligatta borçlunun işte olduğuna ilişkin araştırmanın, kimden sorularak yapıldığı belirlenmediğinden tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu, mahkemece, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun ödeme emri tebligatının muhatabın adreste tanınmadığı gerekçesiyle iade edildikten sonra mernis adresine TK. m. 21'e göre tebligat yapıldığı, Ödeme emri tebliğ evrakında “Mernis Adresi” şerhi bulunmakla birlikte “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhat bulunmadığından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi sayılacağı-
Şikayetçi borçlu adına çıkartılan tebligatta, beyanı alınan ve haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, tebliğ tutanağında komşunun isimden imtina ettiğine ilişkin şerh mevcut ise de, bu şerhin, yapılan tebligatı usulüne uygun hale getirmeyeceği, borçlunun usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verileceği-
Borçlu adına ilk olarak bilinen adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın iade gelmesi sebebiyle bu kez mernis adresine TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat çıkartıldığı, tebliğ evrakı üzerinde sadece "mernis adresi" ibaresinin yer aldığı, dağıtıcı tarafından tebliğ işleminin tamamlandığı anlaşılmış olup sözkonusu tebligat Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun olarak çıkartılmadığı için usulsüz olduğundan mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-