Şikayet konusu yapılan tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, şikayetçiye önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapıldığından usulsüz olduğu- Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği-
Satış ilanının satış kararına ve kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerektiği; takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, söz konusu mahkeme kararlarının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı- İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmesi gerektiği, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Mahkemece ihalenin feshi talebinin esastan reddine karar verilmesi halinde, İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin, feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği-
Ödeme emri, borçlunun işyeri adresi olduğu belirtilen adresinde iş takibine gittiğinden bahisle işçisine tebliğ edilmiş ise de; dayanak protokolde borçlunun yazılı açık adresinin bulunmadığı, borçlu şikayetinde tebliğ adresinde bulunmadığını, tebliğ tarihinde bu adreste çalışmadığını belirttiğine göre, bu konuda şikayetçinin tüm delilleri toplanıp gerektiğinde zabıta marifetiyle araştırma yapılarak tebliğ tarihi itibariyle muhatabın tebligat adresinde bulunup bulunmadığının araştırılması, sonucuna göre tebligatı alan kişi isminde işçisi olup olmadığının tespiti ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Vekile tebligat zorunluluğunun, ilamda gösterilen vekile ilişkin olduğu, ilamsız takipte ise asile tebliğin asıl olduğu-
Üçüncü kişi, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihiten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde belirtilen yasal yedi günlük süre içinde icra mahkemesine şikayette bulunmadığından, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu- Tebligatta "Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair meşruhat bulunmadığından tebliğ işleminin TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine göre yapılması gerekirken dağıtıcının kendiliğinden TK.'nun 21/2.maddesine göre işlem yapmasının kanuna aykırı olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366 uyarınca onanması gerektiği-
Usuülüne aykırı yapılan tebligatta, muhattabın bildirdiği öğrenme tarihinin esas alınacağı, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin yazılı bir belge ile kanıtlanebileceği- Şikayetçi şirket "İİK. mad. 89 gereğince gönderilen tebligatların F. Sinai Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasında öğrendiklerini", alacaklı ise, "şikayetçi şirketin, anılan davanın yargılaması sırasında bildirilen tarihten çok önce haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinden haberdar olduğunu" ileri sürdüğünden, icra mahkemesince, söz konusu dava dosyası getirtilerek ödeme tarihinin belirlenmesi ve saptanan tarihe göre usulsüz tebliğ şikayetinin yasal sürede yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Borçlu adına çıkan 23.12.2014 tarihli tebligatta dağıtıcı tarafından basılan kaşede, şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat yapıldığı görülmekle beraber; muhatabın adreste bulunmama sebebinin, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğinin, dönecekse ne zaman döneceğinin tevsik edilmeden yapılmış olması sebebiyle, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince usulsüz olduğu, öte yandan, somut olayda TK 21/2'ye göre tebligat çıkarılabilme koşulu gerçekleşmiş ise de, Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesinin zorunlu olduğu, yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı-
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-