Ödeme emri tebliğ şerhlerinde, borçluların tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadıklarının belirlenmediği ve muhatapların tevziat saatinden sonra adrese döneceklerinin tespit edilmediği, diğer taraftan, haber verilen kişinin açık kimliğinin de tebligatlardaki meşruhatta yazılı olmadığı gibi, imzasının alınmadığı ya da imzadan imtina hususuna da tebligat parçalarında yer verilmediği, bu haliyle, her iki şikayetçi borçlu yönünden gerçekleştirilen ödeme emri tebliğ işlemlerinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri koşullarına göre usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağının olmadığı-
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca gerçek kişilere bu maddeye göre tebligat yapılabilmesi için ilgilinin adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve ayrıca önce usulüne uygun bir tebligatın da yapılmış olmasının zorunlu olduğu- Borçluya icra emri ve ilk kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçluya çıkartılan son tebligatın iade gelmesinden sonra borçlunun adres kayıt sistemindeki adresini de sildirdiğinin tespit edildiği anlaşıldığından, 6099 s. K. ile yapılan değişiklik sonrası, TK'nun 35. maddesine göre tebliğ şartlarının oluştuğunun kabul edileceği-
Tebliğ memuru tarafından, muhatap borçlunun, adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin, borçlu ile aynı konutta oturduğundan bahisle annesi imzasına tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Her ne kadar borçlu vekili temyiz dilekçesinde, satış ilanını içerir tebligat parçasındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş ise de; İİK'nun 134/2. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürede şikayet dilekçesinde ileri sürülmediğinden, borçlu vekilinin bu iddiasının temyiz aşamasında nazara alınamayacağı- İhalenin feshi isteminin reddi halinde, "borç miktarı"nın değil, "ihale bedeli"nin yüzde onu oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Tebliğ memurunca, muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği ve dolayısıyla 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılması koşullarının bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, anılan maddeye göre yapılan tebligatın, bu madde ve Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olmakla, usulsüz olduğu-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince; tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, o halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihe göre, tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Mahkemece, 27/08/2015 tarihinde apartman görevlisinin kim olduğu zabıta kanalıyla araştırılmadan, gerektiğinde SGK'dan tebliğ tarihi itibarıyla apartman görevlisinin kim olduğu sorulmadan, şikayetçinin tanıkları dinlenmeden sadece şikayetçinin beyanına dayanarak yazılı gerekçeyle şikayetin kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tüzel kişilere tebliğin, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise, yalnız birine yapılacağı, eğer hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği, tüzel kişiye çıkarılan tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekeceği-
Şikayetçi borçlu şirketin ticaret sicil adresine Teb. K. mad. 35 gereğince tebligat yapılabilmesi için, aynı adrese gönderilen, ancak tebliğ edilemeden iade edilen bir tebliğ evrakının bulunması zorunlu olup, borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresine doğrudan tebligat yapılmış olmasının isabetsiz olduğu, o halde; mahkemece, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-