Tebligatta bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından tebligatın usulsüz olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduğu gözetilerek öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin incelenip, şikayet yerinde görülerek tebligat tarihinin düzeltilmesi ve buna göre başvurunun süresinde bulunması halinde, işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu Hazine vekil ile temsil edildiği halde, Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tüzüğün 15. maddesi ile Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri Ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olarak, ödeme emrinin vekil yerine mal müdürlüğü personeline yapıldığı anlaşılmış olup, tebligatları almaya yetkili olmayan personele yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu ve bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Tebliğin usulsüz olduğuna karar verildiğinde, tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak beyan ettiği tarih olarak düzeltilmesi gerektiği- Borçlunun “il dışında olduğu” tespiti yapılmış olup, muhatabın tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceği belirlenmediğinden Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre tebliğin usulsüz olduğu-
3. kişi şirkete maaş haczi müzekkeresi tebligatı"işyerinin daimi çalışanına “tebliğ edilmişse de, Tebligat Kanunu. mad. 12 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Tebligat Kanunu’nun 21/I maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihinin “2 numaralı fişin yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih” olduğu- “Borçluların adreste bulunmadığı”nın kim tarafından ifade edildiğinin belirtilmeden yapılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 21/I ve yönetmeliğin 30 ve 35/I maddelerine aykırı sayılacağı-
Tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 13. maddesindeki şekle uygun yapılmamış olması nedeniyle usulsüz olduğu-
Ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarılması, tebligatın iade edilmesi üzerine aynı adres olan mernis adresine tebligatın yapılması, tebliğ evrakında sadece adresin başında mernis adresi ibarelerinin yazılı olması, bu şerh dışında tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/I-8 ve Yönetmeliğin 16/2 maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu” belirtilerek, bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat verilmeden yapılan tebligatın tebligat kanun ve yönetmeliğin adı geçen hükümlerine aykırı sayılacağı-
Tebligatın muhattabın en son adresinde yapılacağı; “bilinen en son adres”in tebigata elverişli olmadığının anlaşılması ve tebligat yapılamaması halinde, muhattabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yerinin bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın bu adrese yapılacağı-
Tebligat kanununun 21. maddesinin iki hali birlikte düzenlemekte olduğu; bunlardan birisinin “ aderse bulunmama”, diğerinin ise “ tebellülden itina” olduğu- Muhattap yerine kendisine haber verilen komşunun muhattaba tebliğ işlemini haber verip vermemesini tebligatın geçersizliği sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki tebliğ evrakının bir suretinin muhattabın kapısına yapıştırılmış olması nedeniyle, muhattabın bu şekilde tebligatı öğrenmiş olduğunun kabul edildiği, öte yandan haber verilen komşunun muhattaba bilgi vermemesinin kendisinin cezai veya hukuki sorumluluğunu doğuracağı-