Muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Mahkemece hükme esas alınan vekaletnamenin TJK 90 nolu ganyan bayiliğinin iş ve işlemleriyle ilgili olduğu, ganyan bayiliği ile ilgisi bulunmayan ve mal sahibi TJK olmayan işyerinin tahliyesi ile ilgili olarak gönderilen tebligatları alması hususunda, tahliye emrinin kendisine tebliğ edildiği .......'a yetki verildiğine dair vekaletnamede açık bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca düzeltilerek, borçlunun diğer şikayetlerinin esasının incelenmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin sermaye artırımına gitmediğinden münfesih sayıldığı, ancak ticaret sicil kaydından silinmediği ve aktif durumda olduğu anlaşıldığından, borçlu şirkete icra emri çıkarılmasına ilişkin alacaklı vekilinin talebinin kabulü gerektiği, borçlu şirketin münfesih kabul edilmesinin icra müdürünün takdirinde bulunmadığı-
Ödeme emrinin, “Muhatabın adresinin kapalı olduğu komşu isim vermekten imtina …. sorulduğunda nerede olduğunun bilinmediği …..isim ve imza vermekten imtina etmiştir. Tebliğ … TK 21 madde gereğince Cumhuriyet Mah. muhtarı ...….'a teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye haber verilmiştir.” şerhi ile 01.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, beyanı alınan komşunun kim olduğunun belirlenmediği, muhatabın tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmediği ve haber verilen kişinin kim olduğunun da belirtilmediği görülmüş olup, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddianın, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceği ve bu şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra görülmesi gerektiği-
Tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınacağından, tebligat yapılan adresin, tebliğ tarihi itibariyle muhatabın ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması durumunda, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/4. maddesi uyarınca tebligat yapılabileceği- İhale bedelinin süresinde yatırılımaması durumunda ihaleyi fesih yetkisi, münhasıran icra müdürüne ait olup, icra mahkemesince bu nedenle ihalenin feshine karar verilemeyeceği- ihale bedelinin süresinde yatırılmaması nedeniyle ihalenin kaldırılması talebinin, icra müdürlüğüne yapılması gerekmekte olup, icra müdürünün bu talep üzerine vereceği ret veya kabul kararının, icra mahkemesinde şikayet konusu yapılabileceği, icra mahkemesinin şikayeti kabul ederse, icra müdürlüğüne ihalenin kaldırılmasına karar vermesini emredeceği-
Borçlu vekilinin gönderme talebini UYAP sistemi üzerinden iki haftalık yasal süre içinde yaptığı anlaşıldığından, dosyanın yetkili icra mahkemesine gönderilmesi isteminin kabulü gerektiği- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Satış ilanının, borçluyu kıymet takdirine itiraz dosyasında temsil eden vekile yapılması gerektiği- Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının, yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı-
Tebligatı çıkaran mercii tarafından ""Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda tebligatın TK'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması"na dair şerh verilmeden, salt "mernis adresi" ibaresine dayanılarak, dağıtıcı tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağından, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin esas olacağı ve bu tarihin aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebliğ memurunun, tebliğ mazbatasında; borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tesbit ve tevsik etmeden, "dışarıda" şeklindeki ibare ile yetinerek yapılan tebliğ işleminin, 7201 s. Kanun'un 21/1.maddesi gereğince usulsüz olduğu- Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, karşı tarafça bu durumun aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Tüzel kişilerin adreslerine gönderilen tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-