Borçlunun kamu kurumu niteliğindeki tapu sicil müdürlüğüne bildirdiği adresine gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilememesi nedeniyle ve yeni adresini bu yere bildirmediği için 7201 Sayılı Kanunun 35/son maddesi gereğince tebliğ işlemi yapılmasının mümkün olduğu-
Borçlunun, kamu kurumu niteliğindeki tapu sicil müdürlüğünce bildirilen adresine gönderilen tebligat, adreste bulunmadığından bahisle iade edildiğinden, aynı adreste şikayetçiye Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olduğu-
7201 Sayılı Tebligat Kanunun 32. maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağından ve muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunacağından, mahkemece borçlu yönünden tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekeceği-
Borçlunun tebligatın usulsüzlüğünü şikayet etmesi halinde, mahkemece tebliğ işleminden muhatabın haberdar olduğu günün belirlenmesi ve tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olarak düzeltilmesinin gerekeceği-
Hükmi şahıslara tebligatı düzenleyen 7201 Sayılı Kanun'un 12.maddesinde açıklandığı gibi tebligatın, selahiyetli mümessillerine yapılacağı; aynı kanunun 13.maddesine göre de, bunların mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı-
Şikayetçi … Bankası T.A.O. kamu bankası olup, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde yer alan kamu kurum ve kuruluşlarından olduğundan alacaklı banka ile yaptığı sözleşmelerdeki adresini değiştiren borçlunun adres değişikliğini bildirmesinin zorunlu olduğu ve bildirmemesi halinde de 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddenin 2. fıkrası gereğince tebliğ işleminin bu maddeye göre yapılması gerekeceği-
Muhatabın işyerinde bulunup bulunmadığı belirlenmeden daimi çalışan işçiye tebligat yapılması nedeniyle satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesi; kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak ilgileri varsa, muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamayacağı-
Alacaklının iradesini her iki adrese de yapılacak tebligatın geçerli olduğu yönünde ortaya koyduğu gözetilerek ve dolayısıyla 30.07.2010 tarihinde yapılan tebligat esas alınarak şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Borçluya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat evrakının incelenmesinde tebliğ memurunun ad ve soyadının yazılı olmadığı görülmekte olup, bu hali ile tebliğ işleminin usulsüz olduğu-